ÖZET : Takip borçluları tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmişlerdir. Sadece borçlu şirket açısından değerlendirme yapılıp, diğer borçlu yönünden olumlu olumsuz karar verilmemesi isabetsizdir. Tebligat yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığının ticaret sicilinden sorularak karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşüldü:
KARAR : Takip borçluları M... Şti. ile F.M.C. vekili icra mahkemesine başvurusunda, icra emrinin Tebligat Kanunu`nun 21.maddesi gereğince muhtara tebliğ edildiğini, tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve ayrıca İİK.nun 150/ı maddesine aykırı olması sebebiyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı borçlunun şirket olması nedeniyle şirketin kapalı olması durumunda Tebligat Tüzüğünün 28.maddesindeki şartların aranmayacağı ve dolayısıyla yapılan tebligatın geçerli olduğu, bu durumda ödeme emrinin iptali isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle şikayetlerin reddine karar verilmiştir.
İpotek limitinin aşılması dışında ileri sürülen şikayet nedenleri, İİK.nun 16/1, maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olup usulsüz tebligat şikayetinin yöntemince incelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece, sadece borçlu şirket açısından değerlendirme yapılmış olup, diğer borçlu F.M.C. yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
Ayrıca hükmü şahıslar adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönülüp dönülmeyeceğini tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz ise de, mahkemece tebligat yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığının ticaret sicilinden sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir,
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA), 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat