ÖZET: Dava, davalıya ait TEN ... Konfeksiyon Ltd. Şti. ticaret unvanında yer alan TEN kelimesinin unvandan çıkarılması ve davalının unvanının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacının ticaret unvanında yer alan TEN ibaresi ile davalı şirketin ticaret unvanında bulunan TEN ibaresi ayniyet derecesinde benzerdir. Davacı şirket davalı şirketten çok önce kurulmuş ve ticaret unvanını bu tarihte tescil ve ilan ettirmiştir. Onun için kullanımda öncelik hakkı hiç kuşkusuz davacı şirkete aittir. Durum bu olmakla birlikte, davalı şirketin TEN sözcüğünü ticaret unvanın da kullandığı tarihten dava tarihine kadar geçen yaklaşık 12 yıl boyunca davacı şirket, davalının bu kullanımına sessiz kalmıştır. Üstelik davacı ve davalı aynı ticaret siciline tescilli olup, aynı ilde tekstil sektöründe faaliyet göstermektedirler. Bu nedenle anılan süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına yol açmayı sağlayacak yeterli bir süredir ve bu itibarla mahkemece, davacı şirketin sessiz kalmak suretiyle MK.nun 2. maddesi uyarınca dava hakkını yitirdiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 10.Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02.11.2007 tarih ve 2005/374-2007/635 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.04.2010 gününde davacı avukatı ile davalı avukatı gelip, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin 17.01.1970 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıt olduğunu ve TEN markası adı altında ürünler üretip sattığını, iç ve dış giyim ürünleri yönünden tüm dünyada da tanındığını, davalının da müvekkilinin unvanı ile aynı olan unvanı 1976 yılında aynı sicil çevresinde tescil ettirdiğinin öğrenildiğini, davalının faaliyet alanında müvekkilinin faaliyet alanı ile aynı olduğunu, davalının müvekkilinin haklı ününden yararlanmak amacıyla tescili yaptırdığını ileri sürerek, davalıya ait ticaret unvanında yer alan TEN kelimesinin unvandan çıkarılmasına ve unvanın değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin TEN... ibaresini 1976 tarihinden beri tescilli olarak kullandığını, müvekkilinin hamile giyim elbisesini ürettiğini, müvekkilinin unvanını bu şekilde kullanmasına davacının daha önce itirazının bulunmadığını, uzun süre itiraz etmeyen davacının şimdi dava açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının TEN kelimesi üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu, davalının aynı zamanda davacının marka hakkına tecavüz ettiği, davalının daha önce davacının unvan tescilinden haberdar olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalıya ait TEN ... Ltd. Şti. ticaret unvanında yer alan TEN kelimesinin unvandan çıkarılması ve davalının unvanının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacının ticaret unvanında yer alan TEN ibaresi ile davalı şirketin ticaret unvanında bulunan TEN ibaresi ayniyet derecesinde benzerdir. Davacı şirket 1.7.1993 tarihinde kurulmuş olan davalı şirketten çok önce 27.12.1983 tarihinde kurulmuş ve ticaret unvanını bu tarihte tescil ve 29.12.1983 tarihinde ilan ettirmiştir. Hatta kurucu ortak Atilla Orhan`nın daha önceki kullanımı da dikkate alınırsa davacı şirket, kökeni 1970 yılına dayanan bir kullanıma dayanmaktadır. Onun için kullanımda öncelik hakkı hiç kuşkusuz davacı şirkete aittir. Durum bu olmakla birlikte, davalı şirketin TEN sözcüğünü ticaret unvanın da kullandığı 1993 yılından 4.10.2005 dava tarihine kadar geçen yaklaşık 12 yıl boyunca davacı şirket, davalının bu kullanımına sessiz kalmıştır. Üstelik davacı ve davalı aynı ticaret siciline tescilli olup, İstanbul tekstil sektöründe faaliyet göstermektedirler. Bu nedenle anılan süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına yol açmayı sağlayacak yeterli bir süredir ve bu itibarla mahkemece, davacı şirketin sessiz kalmak suretiyle MK.nun 2. maddesi uyarınca dava hakkını yitirdiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 750.00 TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat