(2004 S. K. m. 82)
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Adem Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine maksus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu adına kayıtlı iki adet gayrimenkulün haczedilmesi üzerine, şikayetçi borçlu meskeniyet iddiasında bulunarak haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
İİK`nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Diğer taraftan; meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti, haciz tarihi olan 18.01.2008 tarihi itibariyle mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir. Haciz anında henüz mesken olarak kullanılabilir durumda bulunmayan taşınmaz meskeniyet şikayetine konu edilemez.
Somut olayda; icra mahkemesi tarafından alınan 17.05.2010tarihli fen bilirkişi raporunda, şikayetçi borçluya ait4310parselde kayıtlı taşınmazın 225,00m² yüzölçümünde arsa vasfında bulunduğu, üzerinde yapı ve tesis olmadığının tespit edildiği belirtilmiştir. 21.05.2010 tarihli inşaat bilirkişi raporunda ise; 4316parselde kayıtlı meskenin arsa payı ile birlikte değerinin 17.228,00 TL olduğunun tespit edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle 4310parselkayıtlıarsa vasfındaki taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinin reddine ve4316parselde kayıtlı taşınmazın borçlunun haline münasip olup olmadığı yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inşaat bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; her iki taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.