T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1122
Karar No: 2017/3759
Karar Tarihi: 16.03.2017
ÖZET: Hukuki dinlenilme hakkının geregi olarak, taraflar durusmaya çagrılmadan hüküm
verilememesi, iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin dogal bir
sonucudur. Aynı zamanda adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten mahkemece
davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni sekillere uygun olarak davet edilmedikçe
hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, mahkemece durusma açılması gerekir.
(AIHS. m. 6) (2709 S. K. m. 36) (6100 S. K. m. 27, 33, 317, 320, 382, 385) (2004 S. K. m. 17, 18)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece,
davaya yetkisizlik kararı verilmis olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece
dosya incelendi, geregi düsünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, nüfus kaydında ayrı bir haneye yazılmıs olan anneannesi ... ün
mevcut hanedeki kaydının iptali ile annesi ... hanesine tesciline karar verilmesini istemistir.
Mahkemece taraflar çagrılıp beyanları alınmadan dosya üzerinden mahkemenin yetkisizligine karar
verilmistir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; durusma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün
olması gerekir. Baska bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdigi hallerde (ihtiyati tedbir ve ihtiyati
haciz kararları gibi) veya Kanunun durusma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime
takdir hakkı tanındıgı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (IIK.nun 17-18. maddelerinde
öngörülen sikayet davası gibi). Kanunun açıkça durusma açılarak yargılama yapılmasını emrettigi
hallerde dosya üzerinden karar verilemez.
Bilindigi üzere HMK.nun hukuki dinlenme hakkı baslıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi
hakları ile baglantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi
olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının geregi olarak, taraflar durusmaya çagrılmadan karar verilememesi,
Anayasa`nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması
ilkesinin dogal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa Insan Hakları Sözlesmesinin 6. maddesinde
düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.
Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36. maddesi ile 6100 sayılı
HMK.nun 27. maddesinde açıkça belirtildigi üzere, mahkemece davalı taraf,
dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni sekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar
verilmesi mümkün bulunmadıgından; mahkemece, durusma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar
verilmesi gerekirken, dosya üzerinden davanın reddi dogru görülmemistir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı sekilde hüküm tesisi isabetsiz,
temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde oldugundan kabulü ile simdilik diger yönleri incelenmeksizin
hükmün HUMK.nun 428.maddesi geregince BOZULMASINA, HUMK`nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri
geregince ilama karsı karar düzeltme yolu kapalı bulunduguna ve pesin harcın istek halinde temyiz
edene iadesine 16.03.2017 tarihinde oybirligiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat