Loading...
06.09.2022

Takibe Konu Alacağın Kat Mülkiyeti Kanununun Kapsamında Olduğu

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
Esas: 2012 / 6863 
Karar: 2012 / 23472 
Karar Tarihi: 04.07.2012

 ÖZET: Takibe konu alacağın, Kat Mülkiyeti Kanunu`nun kapsamında olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak takip, yönetim aleyhinde yapılmış olup, şikayetçi hakkında başlatılmış bir takip yoktur. Bu durumda takibin borçlusu olmayan şikayetçinin malları ile hak ve alacaklarının haczi mümkün değildir. O halde, mahkemece, şikayetin kabulüyle haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken istemin reddi isabetsizdir. (634 S. K. m. 20) (2004 S. K. m. 78)

 Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Hava Kandemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü: 

 Karar: Alacaklı tarafından faturaya dayalı genel haciz yoluyla başlatılan takibe karşı şikayetçinin, kendisi hakkında yapılmış bir takip olmadığı halde maliki olduğu taşınmaza haciz konulduğunu belirterek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu`nun 20. maddesi gereğince yönetimin borçlarından her bir kat malikinin müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 

 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesine göre, kat maliklerinden her biri, aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: 

 a- Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; 

 b- Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleriyle yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Aynı maddede, gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabileceği ve icra takibi yapılabileceği düzenlemesine yer verilmiştir. 

 Anılan maddede kat maliklerinin ortak giderlerden sorumlu olacağı belirtildiğinden, haklarında yapılan takipte, borçlu sıfatı ile mal, hak ve alacaklarının haczi de mümkündür. Burada dikkat edilmesi gereken husus, borçlu sıfatı ile kat maliki hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir takip bulunmasının zorunluluğudur. İ.İ.K.nun 78. maddesi gereğince alacaklı ancak, takip borçlusunun malları ile hak ve alacaklarının haczini isteyebilir. 

 Somut olayda, alacaklı şirket tarafından 3727 Parsel Yönetimi H. G. aleyhine faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla takibe başlandığı, borçlunun takibe itiraz ettiği, alacaklı vekilinin talebiyle Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi`nin 2004/1113 E. 2006/166 K. sayılı kararıyla itirazın iptaline hükmedilmesi ve haciz talebinde bulunulması üzerine şikayetçinin hisse sahibi olduğu taşınmaza 23.8.2010 tarihinde haciz konulduğu görülmektedir. 

 Takibe konu alacağın, Kat Mülkiyeti Kanunu`nun 20. maddesi kapsamında olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak takip, yönetim aleyhinde yapılmış olup, şikayetçi hakkında başlatılmış bir takip yoktur. Bu durumda, yukarda da açıklandığı şekilde, takibin borçlusu olmayan şikayetçinin malları ile hak ve alacaklarının haczi mümkün değildir. 

 O halde, mahkemece, şikayetin kabulüyle haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir. 

 Sonuç: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.