ÖZET : Dava, haczedilmezlik iddiasına dayalı şikayet davasıdır. Taşınmaz üzerinde ipotek kaydı bulunması halinde; borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi veya zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş olan ipoteklerden olması gerekir. Bu bağlamda haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması halinde de meskeniyet şikayeti dinlenebilir. Şikayete konu taşınmaz üzerine kurulan bu ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. İİK`nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, borçlunun haline uygun daha mütevazi semtlerde alabileceği daire değeri belirlenerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Melikşah Şener tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;
2) Taşınmaz üzerinde ipotek kaydı bulunması halinde; borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi veya zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş olan ipoteklerden olması gerekir. Bu bağlamda haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması halinde de meskeniyet şikayeti dinlenebilir.
Somut olayda dava konusu taşınmazın tapu kaydında 1. derecede Ing Bank A.Ş. lehine ipotek konulduğu görülmektedir. Mahkemece, şikayete konu taşınmaz üzerine kurulan bu ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemce ipoteğin zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olduğunun kabul edilmesi durumunda ise; İİK`nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bir meskenin borçlunun haline uygun olup, olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda mahkemece; borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, borçlunun haline uygun daha mütevazi semtlerde alabileceği daire değeri belirlenerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat