ÖZET : Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın hizmetin sona erdiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Hakdüşürücü sürenin hukuksal niteliği gereğince kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmaması karşısında, hakdüşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışma hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmaz.
Hizmet tespiti istemi yönünden ise; bu tür davalar nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğundan deliller resen toplanmalıdır. Bu çevrede; ev hizmetine ilişkin çalışmanın geçtiği davalı işverenlere ait yazlık ve kışlık evlerde, tespite konu sürede komşu evlerde oturan kişiler ile bina yöneticileri ve kapıcıları mümkün oldukça saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 12.6.1978-1982/Mayıs ve 1983/Şubat-1999/Kasım sonu tarihleri arasında aralıksız,ücretle geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme,ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Fatih Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 79/10.madde hükmü uyarınca Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın hizmetin sona erdiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir.Hakdüşürücü sürenin hukuksal niteliği gereğince kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmaması karşısında,hakdüşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmanın hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve bu nedenle de davacının 1982 yılında işinden ayrıldığının anlaşıldığı nedenle; mahkemece, davacının 1978-1982 yılları arasındaki çalışma iddiasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir.
3-Şubat/1983-Kasım/1999 tarihleri arasındaki hizmet tespiti istemi yönünden ise; bu tür davalar nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğundan deliller resen toplanmalıdır. Bu çevrede; ev hizmetine ilişkin çalışmanın geçtiği davalı işverenlere ait yazlık ve kışlık evlerde, tespite konu sürede komşu evlerde oturan kişiler ile bina yöneticileri ve kapıcıları mümkün oldukça saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Ayrıca, davalı işverenlerin tespite konu sürede, sürekli olarak ev hizmetlisi çalıştırma bakımından maddi güce sahip olup olmadıkları ve ev hizmetlisine gereksinimleri bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
Yapılacak incelemeler sonucunda çalışma olgusunun varlığının saptanması halinde ise, 506 Sayılı Yasanın 3. Maddesinin I-D bendi dikkate alınarak, ev hizmetlerinde sigortalı sayılmanın zorunlu unsurları olan; "ücretle ve sürekli" çalışmış olma hukuki olgusu da dikkate alınmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunarak hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat