(6102 S. K. m. 1472) (YİBK. 31.03.1954 T. 1953/18 E. 1954/11 K.) (YİBK. 17.01.1972 T. 1970/2 E. 1972/1 K.)
Dava: Taraflar arasındaki davada ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 24. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
Karar: Dava, haksız fiilden kaynaklanan rücuan tazminat talebinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
... 10. Asliye Hukuk Mahkemesince, ticari işlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların "ticari dava" niteliğinde olacağı, 5. maddesinde de; ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... 24. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğunu belirtilerek görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK`nın 1472/1. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz`î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK`nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz`î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def`ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.
Somut olayda, sigortalının halefi olan davacı ... şirketi, dava dışı sigortalı...`a ait boru hattına davalının zarar vermesi nedeniyle oluşan zararın rücuan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptalini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın haksız fiîlden kaynaklandığı anlaşılmakla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Sonuç: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK`nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19.06.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.