ÖZET : Hırsızlık suçunda; yakalama tutanağı ve kolluk görevlilerinin ifadeleri dikkate alındığında eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerekir.
Yakınanın iş yerindeki sağlam ve muhkem kilidi zorlayıp açarak içeri giren ve hırsızlık yapan sanığın eyleminin, muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçunun yanı sıra, işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturduğu, dosya içindeki tutanaklara göre somut olayda mala zarar verme suçunun işlendiğine dair herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi yakınanın da böyle bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla, işyeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden ise yakınanın duruşmada şikayetinden vazgeçtiği değerlendirilerek, sanığın eylemiyle ilgili verilecek cezaların tespit edilmesi ve lehe Kanunun da buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmelidir.
DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- ) Sanığın, soruşturma sırasında kolluk görevlilerince alınan ifadesinde saat 05:00 sularında hırsızlık suçunu işlediğini belirttiği, yakalama tutanağında saat 05:30 sularında olayın haber merkezince anons edildiğinin yazılı olduğu, yakınanın işyerini saat 22:00 sularında kapatıp eve gittiğini, ertesi gün saat 07:40 sularında iş yerinde hırsızlık olduğunu öğrendiğini beyan ettiği, suç tarihinde güneşin 05:33`te doğup, 20:44`te battığı, gece vaktinin saat 04:33`de bittiği ve suçun gündüz vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında: dosya içeriğiyle uygun olmayan gerekçelerle suçun gece saat 22:00 sırasında işlendiğinin kabul edilmesi,
2- ) 5237 Sayılı T.C.K.nın 7/2 ve 5252 Sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı, 5237 Sayılı T.C.K.nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 Sayılı T.C.K.nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; yakınanın iş yerindeki sağlam ve muhkem kilidi zorlayıp açarak içeri giren ve hırsızlık yapan sanığın eyleminin, 5237 Sayılı T.C.K.nın 142/1-b maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Kanunun 116/2. maddesine uyan işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturduğu, dosya içindeki tutanaklara göre somut olayda mala zarar verme suçunun işlendiğine dair herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi yakınanın da böyle bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla, işyeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden ise yakınanın 24.12.2008 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçtiği değerlendirilerek, bu bilgiler ışığında sanığın eylemiyle ilgili 5237 Sayılı T.C.K.nın 142/1-b ve 53/1. maddeleri ile 765 Sayılı T.C.K.493/1. maddesi gereğince verilecek cezaların tespit edilmesi ve lehe Kanunun da buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, hatalı değerlendirmeler ile 765 Sayılı T.C.K.nın lehe olduğu belirtilip yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- ) Kabule göre de; sanığa ek savunma hakkı verilmeden 765 Sayılı T.C.K.nın 81. maddesi gereğince cezası artırılmak suretiyle 5271 Sayılı C.M.K. nın 226. maddesine aykırı davranılması.
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat