Loading...
05.04.2022

Kısıtlılık Kararının Kaldırılması Talebi

T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

Esas No: 2017/9049

Karar No: 2017/1965

Karar Tarihi: 16.02.2017

ÖZET: Mahkemece, akıl hastalıgı nedeniyle kısıtlanan davacının kısıtlama sebebinin ortadan kalkmıs olup olmadıgı hususunda adli tıp kurumundan saglık raporu aldırılıp taraf delillerinin toplanması ve tüm delillerin birlikte degerlendirilmesinden sonra olusacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile de davanın reddine karar verilmesi dogru görülmemistir.

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, talebin reddine karar verilmis olup hükmün kısıtlı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, geregi düsünüldü:

Dava, hastalıgı nedeni ile vesayet altına alınan kısıtlının kısıtlılık kararının kaldırılması talebine iliskindir.

Vesayete iliskin hükümler kamu düzenine iliskindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 382/2b-19. maddesinde vesayet islerinin çekismesiz yargı isi oldugu, 385. maddesinde niteligine uygun düstügü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacagı, 317. maddesinde ise davalıya tebligat yapılması gerektigi düzenlenmistir. Aynı Kanunun 320/1 maddesinde: Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları durusmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. hükmü öngörülmüstür. Mahkemece, bu madde hükmü gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmisse de, varılan sonucun maddenin yanlısyorumlanmasından kaynaklandıgı anlasılmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan maddeye göre, durusma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Baska bir anlatımla, ancak hukukun cevaz verdigi hallerde durusma açmadan dosya üzerinden karar verilebilir, (Örnegin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun durusma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındıgı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir. (Örnegin IIK.nun 17-18. maddelerinde öngörülen sikayet davası gibi) Kanunun açıkça durusma açılarak yargılama yapılmasını emrettigi hallerde dosya üzerinden karar verilemez.

 Bilindigi üzere HMK.nun Hukuki Dinlenme Hakkı baslıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile baglantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.

Hukuki dinlenme hakkının geregi olarak, taraflar durusmaya çagrılmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin dogal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa Insan Hakları Sözlesmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur.

Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasanın 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27. maddesinde açıkça belirtildigi üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni sekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle, durusma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı sekilde karar verilmesi dogru görülmemistir. Bundan ayrı olarak,4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 472/son maddesinde, kısıtlı ve ilgililerden her birinin vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilecegi; 474. maddesinde ise akıl hastalıgı veya akıl zayıflıgı yüzünden kısıtlanmıs olan kisi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmıs oldugunun resmi saglık kurulu raporu ile belirlenmesi halinde karar verilebilecegi hükme baglanmıstır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının ... deterdasyon(hafif) psikoz hastalıgı nedeniyle 31.10.2013 tarihinde kısıtlanmasına karar verildigi, davacının 10.04.2014 tarihli talep dilekçesiyle akıl saglıgının yerinde oldugunu ileri sürerek kısıtlama kararının kaldırılmasını istedigi mahkemece bu konuda arastırma yapmadan aynı günlü ek kararı ile talebinin reddedildigi anlasılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler göz önüne alındıgında; mahkemece, akıl hastalıgı nedeniyle kısıtlanan davacının kısıtlama sebebinin ortadan kalkmıs olup olmadıgı hususunda adli tıp kurumundan saglık raporu aldırılıp taraf delillerinin toplanması ve tüm delillerin birlikte degerlendirilmesinden sonra olusacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile de davanın reddine karar verilmesi dogru görülmemistir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı sekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde oldugundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi geregince BOZULMASINA, HUMK`nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri geregince ilama karsı karar düzeltme yolu kapalı bulunduguna, 16.02.2017 tarihinde oybirligi ile karar verildi.