ÖZET : Dava, hakaret ve tehdit sebebiyle kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat davasıdır. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Davaya konu olan olayda; davacı, yukarda açıklanan süreçte manevi olarak zarar görmüşse de; olayın oluş şekline nazaran hükmolunan manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
DAVA : Davacı B. B. vekili tarafından, davalı A. B. aleyhine 14.11.2011 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 5.4.2012 tarihli kararın Yargıtay`ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- ) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, hakaret ve tehdit sebebiyle kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının davaya konu beyanları sebebiyle ceza mahkemesinde tehdit ve hakaret suçundan cezalandırıldığını belirterek 30.000,00 TL manevi tazminat istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalının davacıyı tehdit edip hakaret etmesi sebebiyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel ( objektif ) olarak göstermelidir. Çünkü Kanunun takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hak ve nesafetle karar vereceği Medeni Kanun`un 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna dair bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan olayda; davacı, yukarda açıklanan süreçte manevi olarak zarar görmüşse de; olayın oluş şekline nazaran hükmolunan manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda ( 2 ) sayılı bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen sebeple reddine ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat