Loading...
05.05.2022

Kira Sözleşmesinde Kefilin Sorumlu Olduğu Azami Miktar

T.C. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 4089
Karar: 2017 / 15907
Karar Tarihi: 29.11.2017

ÖZET: Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda kanunda belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece bu nedenle davalı kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kefil yönünden de itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.(6098 S. K. m. 583)

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 Davacı alacaklı 15.04.2014 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 05.06.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 2.000,00 TL`den 2014 yılı Mayıs ayından 2015 yılı Mayıs ayına kadarki 13 aylık kira alacağı 26.000,00 TL`nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlu kiracıya 12.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu kefil adına çıkarılan tebligat iade olunmuştur. Davalı borçlu kiracı 17.06.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinde bulunan borç, harç, vergi, vekalet ücreti ve tüm ferilerine ait borcu bulunmadığını bildirerek borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu kefil de 18.06.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinde bulunan borç, harç, vergi, vekalet ücreti ve tüm ferilerine ait borcu bulunmadığını bildirerek borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu kiracı ve kefil tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak davalıların itirazın kaldırılması ve davalı kiracının kiralanandan tahliyesi isteminde bulunmuştur.

 Mahkemece, davalıların takibe konu edilen Mayıs 2014 kira parasını önceden ödenmiş olması nedeni ile bu aya yönelik itirazlarının haklı olduğu, bunun dışında ödemede bulunmadıkları gibi taşınmazında tahliye edilmediği, davalı tarafça ileri sürülen iddiaların yargılama gerektirdiği, itirazlarının haksız olduğu kanaatine varılarak Mayıs ayı kira parası mahsup edildikten sonra bakiye döneme ilişkin itirazlarının kaldırılmasına, kiracı davalının temerrüt nedeni ile taşınmazdan tahliyesine, davalıların haksız itiraz ettikleri meblağın %20`si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetlerine karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.

 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı kiracı ...`nın temyiz itirazlarının Reddine,

 2- Davalı kefil ...`ın temyiz itirazlarına gelince;

 Davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.04.2014 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 15.04.2014 tarihli olmakla, 6098 Sayılı TBK.nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalanmıştır. Bu nedenle kefaletin şartlarının 6098 Sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. TBK.nun kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmünü içermektedir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda TBK.nun 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece bu nedenle davalı kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kefil yönünden de itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.

 Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı kiracının temyiz itirazlarının REDDİNE, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı kefilin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK`ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK`nın 428.ve İİK.nun 366.maddesi uyarınca kararın davalı kefil yönünden BOZULMASINA, taraflarca İİK`nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.