Loading...
13.05.2022

Kira Alacağının Tahsili İçin Yapılan Takibe İtirazın İptali

T.C. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
E: 2012/2293
K: 2012/5840
T: 12.04.2012


Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve %40 tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece alacak isteminin kısmen kabulüne, İcra tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dosya kapsamına, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçeye göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davalı vekilinin alacağa ve faiz hesabına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait taşınmazın 01.08.2006 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli sözleşme uyarınca davalıya kiraya verildiğini, davalının sözleşme süresi dolmadan kiralananı terk etiğini, Kasım/2008 – Nisan/2009 arası aylara ilişkin kira paralarını ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Antalya 5.İcra Müdürlüğünün 2009/9296 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini, takipten sonraki Mayıs/2009 kira parasının da ödenmediğini belirterek haksız itirazın iptali, %40 tazminat ve mayıs ayı kira parasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise; itirazın iptali ve alacağın tahsili isteklerinin aynı dava içinde görülemeyeceğini, mecurun 11.11.2008 tarihinde tahliye edilerek anahtarının kiralayan temsilcisine teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kiralananın erken tahliyesi nedeniyle üç aylık makul süre yönünden itirazın iptaline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

Takipte dayanılan ve hükme esas alınan 01.08.2006 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 13. Maddesinde; erken tahliye halinde iki ay öncesinden haber verileceği hükmüne yer verilmiştir. Kiralananın sözleşmedeki bu koşula uygun bir şekilde tahliye edilmesi halinde erken tahliyeden dolayı kiralayanın bir talep hakkı doğmayacaktır.

Olayımızda davalının kiralananı, feshi ihbar koşuluna uymadan, süresinden önce tahliye ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davalı kiracının kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Bununla birlikte zararın artmaması için davacı kiralayanın da bu yeri bir an evvel kiraya vermek için kendisinden beklenen özen ve gayreti göstermesi gerekir. Bunun bir sonucu olarak taşınmazın aynı şart ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği sürenin belirlenmesi davalı kiracının da bu süreye ilişkin kira parası ile sorumlu kılınması gerekir. Uzman bilirkişi eliyle belirlenecek bu süreye uygulamada “makul süre” denilmektedir. Öte yandan sözleşmede, belirli bir süre önceden bildirimde bulunmak koşulu ile kiralananın tahliye edilebileceği kararlaştırılmış ise bu durumda erken tahliyeye ilişkin makul sürenin ayrıca tespitine gerek olmayıp bu sürenin taraflarca önceden tayin ve tespit edildiğinin kabulü gerekir. Olayımızda; sözleşmenin 13.maddesinde; erken tahliyeye ilişkin bildirimin en az iki ay önceden yapılacağı benimsendiğine göre, davalının erken tahliyeden kaynaklanan sorumluluğu, tahliyeden itibaren belirlenen iki aylık süredir. Mahkemece aksi düşünce ile yazılı şekilde üç aylık süreye hükmedilmesi doğru değildir.

Ayrıca takip talepnamesinde Ekim/2008 ayı için her hangi bir istekte bulunulmamasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş faizin 05.10.2008 tarihinden itibaren hesaplanması da hatalı olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.