ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının ödetilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan SGK belgelerinden davacının ilgili şirkette işe başladığına ilişkin bildirge verildiği anlaşılmıştır. Davacının iş akdi devamsızlık nedeniyle bildirimsiz ve haklı olarak fesih edildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.
Yazılı belgelerden davacının yıllık izinlerini kullandığı anlaşılmıştır. Davacı tanıklarının bu konudaki beyanları çelişkili olduğundan davacı bu alacağa ilişkin iddiasını ispatlayamamıştır.Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekir.
DAVA : Dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin çorap üretimi konusunda faaliyet gösteren davalı işyerinde 27.05.2007 tarihinden itibaren makine operatörü sorumlusu sıfatı ile çalışmaya başladığını, müvekkilinin eşi ile birlikte davalı işyerinde çalıştığını, müvekkilinin eşinin işten çıkarıldığı 20 Eylül 2014 tarihinden sonra psikolojik baskıya maruz kaldığını ve müvekkilinin iş akdinin ihbarsız olarak sona erdirildiğini belirterek 600-TL kıdem tazminatı alacağının, 100-TL ihbar tazminatı alacağının, 100-TL ücret alacağının, 100-TL UBGT alacağının, 100-TL yıllık izin ücreti alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş akdinin 10.11.2014 tarihinde yasaya uygun olarak İş Kanunun 25/II-g.nci maddesi gereği haklı nedenle derhal fesih edildiğini, davacının izinsiz ve amirlerine haber vermeden işe gelmediğini, mazeret belgesini sunması için 3 gün beklendiğini ve akdin ihtarname gönderilerek fesih edildiğini, davacının devamsızlığı alışkanlık haline getirdiğini, davacının eşinin iş akdinin de devamsızlık nedeniyle 20.09.2014 tarihinde fesih edildiğini, davacıya bu tarihten sonra psikolojik baskı yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının tüm izinlerini kullandığını, davacının ücret alacağının hangi aya ait olduğunu açıklamadığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Davacının mahkememize açmış olduğu davası ile kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacağı talep ettiği, bilirkişi raporunda "dosyada davacının devamsızlığına ilişkin 01,03,04,05,06,07,08 ve 10.11.2014 tarihli tutanakların mevcut olduğunu, işverenlikçe davacıya gönderildiği anlaşılan 05.11.2014 tarihli ihtarnamede davacının işe 03, 04 ve 05.11.2014 tarihlerinde gelmediğini, mazeretini belgeleyecek evrakın 3 gün içinde sunulmasının aksi halde iş akdinin fesh edileceğinin belirtildiğinin görüldüğünü, yine işverenlikçe davacıya gönderildiği anlaşılan 10.11.2014 tarihli ihtarnamede 05.11.2014 tarihli ihtarnameye 10.11.2014 tarihine kadar cevap verilmediğini, belge ibraz edilmediğini, bu nedenlerle iş akdinin 10.11.2014 tarihinde 4857 sayılı Yasa`nın 25. maddesinin II-g alt bendine göre feshedileceğinin belirtildiğinin görüldüğünü, tutanak tanıklarından U. A.`ün davalı tanığı olarak dinletildiğini ve davacının işe gelmediğini görünce yönetime söylediğini, onların da bizim haberimiz yok bizden izin almadılar dediklerini, bu yüzden tutanak tutulduğunu beyan ettiğini, dosyada iş akdinin işverence haksız feshedildiğine dair delil tespit edilemediğini, akdin feshinin iş kanunu hükümlerine uygun gerçekleştirildiğinin değerlendirildiğini, davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve ücret alacağı taleplerinin yerinde olmadığını" bildirdiği, bilirkişinin bu raporunun dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu, tüm bu tespitlere göre davacı işçinin iş akdinin davalı işverenlikçe feshinin iş kanunu hükümlerine uygun olduğu, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği, davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve ücret alacağı taleplerinin varlığını da ispatlayamadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin 04.11.2016 tarihli dilekçesindeki istinaf nedenleri:
1-) Davacı tarafından ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığı yönündeki bilirkişi tespitinin gerçeğe aykırı olduğunu, işyerinde vardiyalı çalışılıp ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığını, dini bayramlarda da sadece 2 gün izin kullanıldığını, bu iddiaların tanıkla ispatının mümkün olduğunu,
2-) Davacının son yıla ait 1 haftalık yıllık izni ile 2 günlük ücretli iznini kullanmadığını, karşılığının da ödenmediğini,
3-) Davacının ayrılmadan önceki aya ilişkin ücretinin ödenmediğini belirterek kararın ortadan kaldırılarak bu talepler yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekiline gerekçeli karar 01.11.2016 tarihinde tebliğ edilmiş davacı vekili 04.11.2016 tarihli istinaf dilekçesi dışında 18.11.2016 tarihinde 2. bir dilekçe sunmuş bu dilekçedeki istinaf nedenlerine dilekçe HMK`nun 345.nci maddesi ve 5521 sayılı Kanunun 8/3 maddesindeki süreler geçtikten sonra verildiğinden dikkate alınmamıştır.
Davalı vekili davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine karşı verdiği beyan dilekçesinde süresinde verilmeyen istinaf dilekçesine itibar edilmemesi ve davacı tarafın istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacının 27.05.2007 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı fesih bildirimi ve işten ayrılış bildirgesine göre bu çalışmanın 10.11.2014 tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde fesih tarihini açıkça bildirmese de yargılama aşamasında iş akdinin 03.11.2014 tarihinde davalı tarafça sonlandırıldığını iddia etmiştir. İşten ayrılış bildirgesinde akdin sona erme nedeni devamsızlık olarak işverenin haklı nedenle feshi şeklinde belirtilmiştir. Davacının 03, 04, 05.11.2014 tarihlerinde işe gitmediğine ilişkin devamsızlık tutanakları bulunup davacıya 05.11.2014 tarihinde Akyurt 1. Noterliği aracılığı ile bu döneme ilişkin mazeretini gösterir belgelerin sunulması istenmiş, dosyada tebliğ şerhli ihtarname bulunmamakla birlikte davacı ihtarnameyi almadığına ilişkin bir iddiada da bulunmamıştır. 31.10.2014 tarihinde alınmış 3 günlük istirahat raporu bulunmaktadır. Davacı tanıkları, işyerinde psikolojik baskı yapıldığını bu nedenle davacının işi kendisinin bıraktığını beyan etmişler, baskıya ilişkin maddi olay belirtmemişlerdir.
Dosyada bulunan SGK belgelerinden davacının 05.11.2014 tarihinde S... Rek. San. Tic. Ltd. Şti.`de işe başladığına ilişkin bildirge verildiği anlaşılmıştır. Davacının iş akdi devamsızlık nedeniyle bildirimsiz ve haklı olarak fesih edildiğinden kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.
Dosyaya sunulan yazılı belgelerden davacının yıllık izinlerini kullandığı anlaşılmıştır. UBGT ücreti alacağı yönünden ise davalı tanıkları bugünlerde çalışmadıklarını bildirmişlerdir. Davacı tanıklarının bu konudaki beyanları çelişkili olduğundan davacı bu alacağa ilişkin iddiasını ispatlayamamıştır. Davacının 2014 Ekim ücreti ve Kasım ayına ilişkin 1 günlük ücretinin banka kayıtlarına göre ödendiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirmelerden de anlaşılacağı üzere mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK` nın 353-(l) b/l maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Ankara 39. İş Mahkemesi`nin 2016/395 E. 2016/307 K. sayılı kararında mahkemenin olay ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK`nın 353/1-b.l maddesi gereğince esastan REDDİNE,
Bakiye harç bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Kararın tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6763 sayılı Yasa`nın 5. maddesi ile değişik 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu`nun 8/3. fıkrası gereğince oybirliğiyle, 26.12.2016 tarihinde miktar olarak kesin olmak üzere karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat