Loading...
16.08.2022

Keşif Günü Ve Saatinin Vekil Yerine Asile Tebliğ Edilmesi Usulsüz Olup, Kesin Süreye Uyulmamasının Hukuki Sonuçları Da Açıkça İhtar Edilmelidir

T.C. Yargıtay 16.Hukuk Dairesi 
Esas: 2015 / 11282 
Karar: 2017 / 5991 
Karar Tarihi: 02.10.2017

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay`ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 

Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 58 parsel sayılı, 9.233,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... zilyetlik nedeniyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, davacılar vekili olarak Av. ... bulunduğu halde, kesin süre ihtaratı davacı asile tebliğ edilmek suretiyle, davacıya keşif masrafını yatırması için verilen kesin süre içinde gereği yerine getirilmediği, 3402 sayılı Yasa`nın 36/1. maddesi uyarınca davacı tarafın keşif delilinden vazgeçmiş sayıldığı ve mevcut delillerle de davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu`nun 36/1. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması ve yapılması öngörülen keşfin gün ve saatinin belirlenmesi zorunludur. Bundan sonra belirlenen keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Somut olayda keşif gün ve saati belirlenmemiş, davacı asile tebliğ edilen ihtarda keşif delilinden vazgeçilmesinin sonucunun ne olacağı gösterilmemiş olması da isabetsizdir. O halde mahkemece, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için 3402 sayılı Yasa`nın 36. maddesi uyarınca yeniden yöntemine uygun, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.