Loading...
18.05.2022

Kaçakçılık Cezası

T.C. Danıştay 3. Dairesi 
E. 1999/3165
K. 2000/1020
T. 9.3.2000

• KAÇAKÇILIK CEZASI ( Kaybolduğu İleri Sürülen Faturaların Kullanıldığı İddiası )
• VERGİLENDİRME ( Vergiyi Doğuran Olay ve Bu Olaya İlişkin Muamelenin Gerçek Mahiyetinin Yemin Hariç Her Türlü Delille İspatlanabilmesi )
• TANIK İFADESİ ( Vergiyi Doğuran Olayla İlgisi Tabii ve Açık Olmayan Şahit İfadesinin İspatlama Vasıtası Olarak Kullanılamaması )
• KAYBOLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN FATURA ( Bu Faturaların Kullanıldığı İddiasının Somut Tespitlerle Kanıtlanmasının Gerekmesi )
• FATURANIN KAYBOLDUĞUNUN İLERİ SÜRÜLMESİ ( Bu Faturaların Kullanıldığı İddiasının Somut Tespitlerle Kanıtlanmasının Gerekmesi )
213/m.3
ÖZET : Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. 
Kaybolması nedeniyle incelemeye ibraz edilemeyen ve defterlere intikal ettirilmeyen 13 cilt faturanın kullanıldığına ilişkin olarak hukuken itibar edilebilir somut bir tespit bulunmadığı, sözü edilen faturaların diğer mükelleflerin defterlerine gider olarak kaydedildiği hususunda bir saptama da yapılmadığı anlaşıldığından varsayımdan hareketle bu faturaların kullanıldığı kabul edilmek suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmemiştir.. 
İstemin Özeti : Otobüs terminali işletmeciliği işiyle uğraşan davacının 1997 takvim yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına re`sen salınan gelir vergisi, geçici gelir vergisi, fon payı ile bunlara bağlı olarak kesilen kaçakçılık ve kusur cezalarına karşı açılan davayı; olayda, davacının otobüs terminali işletmeciliğine ilişkin hesaplarının incelenmesi sonucunda, bir kısım komisyon gelirlerine ait faturaların kayıtlara intikal ettirilmediği bazı faturalarda yeralan komisyon bedelinin kanuni defterlere eksik yazıldığı ve incelemeye ibraz edilmeyen 13 cilt ( 650 adet ) faturanın kullanılmış olduğu görüşüyle bulunan matrah üzerinden re`sen yapılan cezalı tarhiyatı üzerine açılan davada, davacı tarafından kayıtlarında maddi hata bulunduğu yönünde tespit edilen matrah farklarına itiraz edilmediği, ancak 13 cilt faturaya ilişkin olarak saptanan matrah farkının varsayıma dayalı olduğu ileri sürülerek terkin edilmesinin talep edildiği, bu durumda bir kısım komisyon gelirlerinin kayıtlara intikal ettirilmediği veya eksik intikal ettirildiği görüşüyle bulunan matrah farkına davacının bir itirazı bulunmadığından 203.093.091.- liralık matrah farkında isabetsizlik görülmediği, kullanıldığı kabul edilen 13 cilt faturaya ilişkin matrah farkına gelince, olayda, davacının komisyon gelirine ilişkin olarak kullanmak üzere bastırdığı faturalardan 13 cildin incelemeye ibraz edilmediği, ancak davacının komisyon gelirine ilişkin olarak düzenlediği faturaların sıra ve seri numaraları gözetilmeden kullanıldığı, incelemeye ibraz edilmeme nedeninin de ispat edilemediği, bu durumda söz konusu faturaların kullanıldığının kabulü gerektiği, dolayısıyla bu nedenle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan gelir vergisi ve fon payı tarhiyatında yasalara aykırılık bulunmadığı, öte yandan yıllık beyanname verme süresi geçtiğinden geçici gelir vergisi tarhiyatında yasal isabet görülmediği, kullanıldığı kabul edilen 13 cilt faturaya ilişkin matrah farkının tespit şekli dikkate alındığında olaya kusur cezası uygulanması gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek geçici gelir vergisini kaldıran, kaçakçılık cezalarını kusur cezalarına çeviren davanın gelir vergisi, fon payı ile kusur cezalarına ilişkin kısmını ise reddeden .... Vergi Mahkemesinin 10.3.1999 gün ve E: 1998/399, K: 1999/74 sayılı kararının; davacı tarafından, 13 cilt faturaya ilişkin olarak bulunan matrah farkının varsayıma dayalı olduğu, bu yönde yapılmış somut tespitler bulunmadığı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından ise; kesilen kaçakçılık cezalarında yasalara aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemleridir. 
Savunmanın Özeti: Vergi dairesi müdürlüğünce kararın kendi lehine bozulması gerektiği savunulmuştur. 
Tetkik Hakimi: .... 
Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir. 
Savcı: .... 
Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilan kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. 
Açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 
TÜRK MİLLETİ ADINA 
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü: 
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin ( B ) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. 
Dosyanın incelenmesinden, 13 cilt faturanın kaybolduğu bildirilmek suretiyle incelemeye ibraz edilmediği, incelemeye ibraz edilen faturaların sıra numarası dahilinde kullanılmadığı, yasal defterlere kaydedilen son komisyon faturasının seri numarasının incelemeye ibraz edilmeyen fatura ciltlerine ilişkin seri numaralarından sonra geldiği, bu durumda incelemeye ibraz edilmeyen 13 cilt faturanın uyuşmazlık döneminde kullanıldığı ve bu faturalar karşılığında elde edilen komisyon gelirinin kayıtlara intikal ettirilmediği görüşüyle, kaydedilen faturaların ortalamasından hareketle bulunan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. 
Ancak kaybolması nedeniyle incelemeye ibraz edilemeyen ve defterlere intikal ettirilmeyen 13 cilt faturanın kullanıldığına ilişkin olarak hukuken itibar edilebilir somut bir tespit bulunmadığı, sözü edilen faturaların diğer mükelleflerin defterlerine gider olarak kaydedildiği hususunda bir saptama da yapılmadığı anlaşıldığından varsayımdan hareketle bu faturaların kullanıldığı kabul edilmek suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmemiştir. 
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile .... Vergi Mahkemesinin 10.3.1999 gün ve E: 1998/399, K: 1999/74 sayılı kararının, incelemeye ibraz edilmeyen fatura ciltleri nedeniyle bulunan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin ise reddine, 4.490.000.- lira yargılama giderinin vergi dairesi müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine 9.3.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.