ÖZET : Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, araç üzerinde dain mürtehin hakkı bulunan bankanın alacağını temlik ettiği varlık yönetim şirketinin hasarın davacıya ödenmesine muvafakati olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Mahkemece tesis edilen hüküm usul ve yasaya uygundur.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait olan ve davalı F... Sigorta`ya kasko poliçesi ile sigortalı aracın meydana gelen tek taraflı kazada hasarlandığını, sigortaya başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek 25.668 TL hasar bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı F... Sigorta vekili, kazadan sonra sürücü değişikliği yapıldığını, hasarın teminat dışı kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, araç üzerinde dain mürtehin hakkı bulunan bankanın alacağını temlik ettiği S... Varlık Yönetim A.Ş.`nin hasarın davacıya ödenmesine muvafakati olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
SONUÇ : Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.04.2013 gününde Üye E. S. Baydar`ı karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Somut uyuşmazlıkta, davacının sigorta ettireni, davalı Fiba Sigorta AŞ`nin de kasko sigortacısı olduğu aracın hasara uğraması nedeniyle hasar bedeli 25.668,00 TL`nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açılmış,
Davalı davanın reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece "araç üzerinde; rehin hakkı bulunan İş Bankası Park Şubesinden alacağı temlik alan S... Varlık Yönetim A.Ş`nin davaya muvafakatinin bulunmaması" nedeniyle davanın reddine karar verilmiş,
Kararın yasal sürede davacı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararı onanmıştır. Sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum. 4721 Sayılı TMK`nın Taşınır Rehni Başlıklı 940/2 maddesi "Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde zilyetlik devredilmeden de taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabileceği, rehin kurulmasına ilişkin diğer hususların tüzükle belirleneceği",
Yine aynı Yasanın taşınmaz rehni bölümünde yer alan Sigorta Tazminatı Üzerindeki Hak Başlıklı 879.maddesi "Muaccel olan sigorta tazminatının malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızası ile ödenebileceği...",
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK 1269. maddesi "Bir malı muayyen rizikolara karşı temin etmekte para ile ölçülebilecek bir menfaati olan malikin, malikin adi veya rehin alacaklısının, malın muhafazasından dolayı malikine karşı mesul olan acente, kiracı, komisyoncu ve diğer kimselerin malın muhafazasında hakikaten menfaati olan kimseler yahut bunların kanuni temsilcilerinin bu menfaati sigorta ettirebilecekleri",
Mülga TTK 1270. maddesinde "Bir kimsenin diğer bir kimsenin nam ve hesabına dahi sigorta akdedebileceği, şu kadar ki o kimsenin nam ve hesabına hareket ettiği kimseyi temsile selahiyetli değilse sigorta priminden dolayı bizzat mesul olacağı...",
Temyiz inceleme tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 1456. maddesinde "1-Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfeat sigortalandığı takdirde kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, 2-Sigortacıya mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği, ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek bulunmadığı..." hükmünü taşımaktadır.
Gerek Yüksek 11.Hukuk Dairesi`nin ve gerekse Dairemizin kararlarında rehin alacaklısının davaya muvafakat etmemesi veya rehin alacağının ödenmemesi hali dava ön şartı olarak değerlendirilerek bu halde davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiği kabul edilmekte ise de tarafımızca bu görüşe itibar edilmemektedir.
Zira 4721 Sayılı TMK 940/2 maddesine dayanılarak tesis edilen ve sicile kaydedilen menkul rehninde kıyasen uygulanması gereken TMK 879. maddesi ve temyiz incelemesi sırasında yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK 1456/1, 2 maddesinde de açıkça öngörüldüğü üzere rehin alacaklısının muvafakatinin bulunmaması sadece sigorta tazminatının sigorta ettirene ödenmesine engel teşkil etmektedir. Sigorta ilişkisinin tarafı bulunan, sigortalı aracı hasarlanan davacının Kasko Poliçesi Genel Şartları kapsımında aracındaki hasar bedelini talep etmesinde, sadece ödemeye ilişken anılan yasa hükümlerinin dava önşartı olarak değerlendirilmesi, davacınında, rehin alacaklısının da hakkına kavuşmasını engelleyici davalı sigorta şirketini haksız zenginleştirici bir sonuç doğurduğu gibi anılan yasa hükümlerine de açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda, dava dışı S... Varlık Yönetim A.Ş`nin rehin hakkı nedeniyle davalı sigorta şirketinin sigorta bedelini davacı sigortalıya ödemesi sırasında öncelikle rehin alacağını ödemesi varsa artan kısmın ise sigortalıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan gerekçeye ve TMK 879 ve 6102 Sayılı TTK 1456/1,-2. maddesine uygun yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat