Loading...
15.06.2022

Hesaplama Ve Değerlendirme Anları İle Faiz Başlangıç Tarihlerinin Farklı Olduğu Durumlar

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
E: 2013/8-1014
K: 2014/843
T: 05.11.2014

ÖZET: Davacı tarafın katkı payı ve katılma alacagı olarak toplam ???.. TL istedigi görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar nazara alındıgında, hesaplama ve degerlendirme anları ile faiz baslangıç
tarihleri farklı olmakla, Mahkemece davacı talebinin ne kadarının katkı payı ne kadarının katılma
alacagı oldugunun da açıklattırılmalı tarafların delilleri birlikte degerlendirilerek, yapılacak inceleme ile
olusacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
(4721 S. K. m. 202, 219, 222, 225, 229, 230, 231, 235, 236) (743 S. K. m. 152, 170)
Dava: Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacagı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Eskisehir 3.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.05.2011 gün ve 2010/132 E.-
2011/508 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk
Dairesinin 02.07.2012 gün ve 2012/6480 E.-2012/6642 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı vekili, tarafların 1984 yılında evlendiklerini, müvekkilinin ögretmen, davalının astsubay
olarak çalıstıgını, evlilik birligi içerisinde alınarak davalı adına tescil edilen Menemen`deki 5157 ada 1
parsel üzerindeki 7 nolu bölüm, Eskisehir`de bulunan 729 ada 14 parsel üzerindeki 12 nolu bölüm ve
... plakalı otomobili ile davalının birlikte yasadıgı S. adına kayıtlı Foça`da bulunan 10713 ada 10 parsel
üzerindeki 6 nolu bagımsız bölümün evlilik birligi içerisindeki gelir ve birikimlerle alındıgını, davalının
10713 ada 10 parsel üzerindeki 6 nolu bagımsız bölümü muvazaalı olarak birlikte yasadıgı kadın
adına tescil ettirdigini açıklayarak, 40.000 TL alacagın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına
karar verilmesini istemistir.
Davalı vekili, davanın yersiz ve kötü niyetli olarak açıldıgını, müvekkilinin davacıdan 3 kat fazla geliri
bulundugunu, tarafların 1999 yılından beri ayrı yasadıklarını ileri sürerek davanın reddine karar
verilmesini savunmustur.
Mahkemece, toplanan deliller ve gelir durumları dikkate alınarak tasınmazların evlilik birligi içerisinde
alındıgı, davacı ve davalının düzenli gelire sahip kisiler oldugu, tasınmazların bir bölümünün edinilmis
mallara katılma rejiminin geçerli oldugu dönemde alındıgı, davalının açık beyanına göre Foça`da
bulunan evin davalının birlikte yasadıgı S. tarafından alınmasının mümkün olmadıgı, tarafların 1999
yılından itibaren ayrı yasadıklarının bildirildigi, tasınmazların evlilik birligi içerisinde edinildigi ve
degerlerinin davacı vekilinin talebinin çok üstünde oldugu gerekçesiyle, istek dikkate alınarak 40.000
TL alacagın karar tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi
üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.Taraflar, 05.10.1984 tarihinde evlenmisler, 13.09.2009 tarihinde açılan bosanma davasının kabulüne
iliskin hükmün 25.05.2010 tarihinde kesinlesmesi üzerine bosanmıslardır. Sözlesmeyle baska mal
rejimi seçilmediginden esler arasında edinilmis mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz
konusu mal rejimi, bosanma davasının açıldıgı 11.02.2008 tarihinde sona ermistir (TMK.nun 225/son).
Dava konusu tasınmazlardan 729 ada 14 parsel üzerindeki 12 nolu bagımsız bölüm 04.04.1994
tarihinde kooperatif üyeligi yoluyla davalı adına tescil edilmis, 23.09.2002 tarihinde satıs yoluyla
3.kisiye devredilmis, 5517 ada 1 parsel üzerindeki 7 nolu bölüm 05.12.2006 tarihinde davalı adına
tescil edilmis, ... plakalı otomobil 25.05.2004 tarihinde satınalma yoluyla davalı K. Ç. adına tescil
edilmis, dava konusu tasınmazlardan Foça`da bulunan 10713 ada 10 parsel üzerindeki 6 nolu daire
22.09.2005 tarihinde satıs yoluyla davalının birlikte yasadıgı kisi oldugu bildirilen S. C. adına tescil
edilmistir. Dava konusu 12 nolu bagımsız bölüm evlilik birligi içerisinde mal ayrılıgı rejiminin geçerli
oldugu dönemde, diger tasınmazlar ve otomobil ise, yasal edinilmis mallara katılma rejiminin geçerli
oldugu dönemde alınmıstır. Mahkemece, evlilik birligi içerisinde edinilen malvarlıgı degerinin talebin
çok üzerinde bulunması nedeniyle talep gibi davanın kabulüne karar verilmis ise de, yapılan arastırma
ve inceleme karar vermeye yeterli degildir.
Dava; mal ayrılıgı rejimi döneminde kooperatif üyeligi yoluyla edinilen 729 ada 14 parsel üzerindeki 12
nolu bagımsız bölüm yönünden 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacagı, diger
tasınmazlar ve otomobil yönünden ise katılma alacagı davası niteligindedir (TMK. m. 202, 219, 231,
235, 236/1).
Mahkemece, mal ayrılıgı döneminde edinilen tasınmaz bakımından tarafların düzenli gelirleri bulunan
kisiler olması nedeniyle çalısma ve gelirlerine iliskin belgeler ile kooperatif yoluyla edinildiginden üyelik
ve ödemelere iliskin kayıt ve belgelerinin eksiksiz olarak istenilmesi, tasınmazın edinildigi tarihteki,
toplam gelirlerinden sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kisisel harcamalar ile kocanın
743 sayılı TKM.nin 152.maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülügü uyarınca yapması gereken
harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olacagının belirlenebilmesi için
konunun uzmanı bilirkisi kurulundan rapor alınması suretiyle davacı ile davalının çalısmaları
karsılıgında elde ettikleri gelirle saglayabilecekleri katkı miktarının ayrı ayrı saptanması, daha sonra
toplam tasarruf miktarı karsısında davacının katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava
konusu tasınmazın dava tarihindeki degeri ile çarpılarak katkı payı alacagının tespit edilmesi
gerekmektedir.
Diger tasınmazlar yönünden ise dava katılma alacagı davası olup, öncelikle tarafların 1999 yılından
beri ayrı yasayıp -yasamadıkları, dava konusu tasınmazlar ve otomobilin davalının kisisel geliri ile
alınıp -alınmadıgı üzerinde durulması, bu hususların açıklıgı kavusturulamaması halinde evlilik resmi
olarak devam ettiginden TMK.nun 222/1, 2, 3.maddelerindeki karinelerin gözönünde tutulması, dava
konusu 10713 ada 10 parsel üzerindeki 6 nolu bagımsız bölümün davalı tarafından alınarak birlikte
yasadıgı S. Candemir adına tescil edilip edilmedigi hususunun arastırılması, ondan sonra 2002
yılından sonra edinilen tasınmazlar ve otomobilin edinilmis mal niteliginde oldugunun belirlenmesi
halinde davacının katılma alacagının belirlenmesi gerekir.Katılma alacagı istegine iliskin bu tür davalarda eklenecek degerlerden (TMK.m.229) ve
denklestirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmis malların (TMK. m.
219) toplam degerinden mallara iliskin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık degerin (TMK.m.231)
yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmıs hakları da dikkate alınarak katılma alacagının
hesaplanması, lüzum halinde uzman bilirkisilerden denetime açık rapor alınması gerekirken hatalı
degerlendirme sonunda yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı sekilde davanın kabulüne karar
verilmesi dogru görülmemistir...),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda;
mahkemece önceki kararda direnilmistir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildigi anlasıldıktan ve
dosyadaki kagıtlar okunduktan sonra geregi görüsüldü:
Karar: Dava; esler arasında katkı payı ve katılma alacagı istemine iliskindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ögretmen, davalının astsubay olarak çalıstıgını, Menemen`deki 7 nolu
bagımsız bölüm, Eskisehir`de bulunan 12 nolu bagımsız bölüm ve otomobili ile davalının birlikte
yasadıgı S. adına kayıtlı Foça`da bulunan 6 nolu bagımsız bölümün evlilik birligi içerisindeki gelir ve
birikimlerle alındıgını, davalının 6 nolu bagımsız bölümü muvazaalı olarak birlikte yasadıgı kadın
adına tescil ettirdigini açıklayarak, 40.000 TL alacagın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemistir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan üç kat fazla geliri bulundugunu, tarafların 1999 yılından beri
eylemli olarak ayrı yasadıklarını ileri sürerek davanın reddini dilemistir.
Yerel Mahkemece; elden çıkarılan dairenin eklenecek deger oldugu kabul edilmek suretiyle, Belediye
tarafından belirlenen emlak degerleri nazara alındıgında, davacının talep edebilecegi alacak
miktarının, talep edilenin çok üzerinde oldugu var sayılarak davanın kabulüne karar verilmistir.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesince, hüküm yukarıda baslık bölümüne alınan gerekçe ile bozulmus,
mahkemece önceki kararda direnilmis, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.
Taraflar 05.10.1984 tarihinde evlenmislerdir. 30.10.2008 tarihinde açılan bosanma davası kabul
edilerek 25.05.2010 tarihinde kesinlesmistir. Davaya konu tasınmazlardan 729 ada 14 parsel 12 nolu
bagımsız bölüm 04.04.1994 tarihinde kooperatif üyeligi yoluyla edinilerek koca adına kaydedilmis,
koca bu yeri 23.09.2002 tarihinde dava dısı A. K.`a satmıs; 5517 ada 1 parsel 7 nolu bölüm
05.12.2006 tarihinden koca tarafından edinilmis; Foça 10713 ada 10 parsel 6 nolu bagımsız bölüm ise
dava dısı S. C. adına kayıtlı olup, edinme tarihi 22.09.2005`dir. Dava konusu edilen ... plakalı otomobil
25.05.2004 tarihinde satınalma yoluyla davalı K. Ç. adına tescil edilmistir.
Baska mal rejimi seçilmediginden, esler arasında yasal mal rejimi geçerli olmakla;tarafların evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılıgı (743 sayılı TKM.nin 170. m.), bu
tarihten mal rejiminin sona erdigi 30.10.2008 tarihine kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m.) edinilmis
mallara katılma rejiminin (4721 sayılı TMK.nun 202.m) geçerli oldugu konusunda uyusmazlık
bulunmamaktadır.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyusmazlık; Davaya konu 14 parsel 12 nolu bagımsız
bölüme davacını katkısı ile diger tasınmazla ve araç nedeniyle davacını katılma alacagının
belirlenmesi bakımından, yapılan arastırma ve incelemenin yeterli olup olmadıgı noktasında
toplanmaktadır.
Davaya konu tasınmazlar ve otomobilin edinme tarihleri nazara alındıgında davacı kadının 12 nolu
bagımsız bölüm bakımından, taraflar arasında mal ayrılıgı rejimini geçerli oldugu dönemde
edinilmekle, katkı payı (743 S. TKM m. 170), diger tasınır ve tasınmazlar yönünden, edinilmis mallara
katılma rejimi döneminde edinilmekle, katılma alacagı (4721 S. TMK m. 236) talebi oldugu açıktır.
Mahkemece tasınmazlar yönünden Belediye`ye verilen beyanname ve Belediyece belirlenen emlak
degerleri esas alınmıstır. Mahkemece davacının isteyebilecegi miktarın aslında çok daha fazla oldugu
varsayımından hareketle, davada ucuzluk ilkesinin dikkate alındıgı belirtilmek suretiyle kesif ve bilirkisi
incelemesi yapılmaksızın karar verildigi belirtilmistir.
Mahkemece yapılan incelemenin yeterli olup olmadıgı hususu ile katkı payı ve katılma alacagının
tespitinde kesif ve bilirkisi incelmesinin somut olay açısından zorunlu olup olmadıgı hususu öncelikle
irdelenmelidir.
Ifade etmek gerekir ki, Belediyece belirlenen emlak degerlerinin tasınmazların gerçek degerleri
olmadıgı esasen Mahkemenin de kabulündedir. Bu nedenle mal ayrılıgı döneminde edinilen tasınmaz
bakımından, dava tarihindeki degerin; edinilmis mallara katılma rejiminin geçerli oldugu dönemde
edinilen mevcut tasınır ve tasınmazlar bakımından tasfiye (karar) tarihindeki degerlerin (TMK m.
235/1), eklenecek degerler yönünden ise malın devredildigi tarihteki degerinin (TMK m. 235/2)
belirlenmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
Toplanan delillerden tarafların evlilik süresince çalıstıkları ve düzenli gelirleri bulundugu
anlasılmaktadır. Koca tarafından kadının birikimleri ile baska türlü tasarrufta bulundugu da ileri sürülüp
ispatlanmadıgına göre, çalısan kadının esler arasında mal ayrılıgı rejiminin geçerli oldugu dönemde
edinilerek koca adına tescil edilen tasınmaza katkısının bulundugunun kabulü gerekir. Esasen bu
konuda Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında uyusmazlık bulunmamaktadır. Uyusmazlık katkının
miktarının tespiti konusundadır. Katkı oranının belirlenmesi için tasınmazın edinildigi tarihte eslerin
gelirlerinin belirlenmesi, sosyal statüleri ile konumlarına göre aynı dönemde yapabilecekleri kisisel
harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM`nin 152.maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülügü
uyarınca yapmıs olabilecegi harcamalar düsüldükten sonra eslerin yapabilecekleri tasarruf, dolayısıyla
katkı oranları belirlenmeli, daha sonra toplam tasarruf miktarı karsısında davacının katkı oranının
bulunması, bulunan bu oranın dava konusu tasınmazın dava tarihindeki degeri ile çarpılarak katkı payı alacagının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu konuda
gerektiginde bilirkisi ya da bilirkisilerden denetime elverisli rapor alınmalıdır (HGK. 30.04.2014,
2014/8-48, 554). Bu dönemde ayrıca baska türlü katkı yapılmıs ise bunun da göz önüne alınması
gerekir.
Katılma alacagına konu edilen tasınmazlar ile otomobil bakımından ise; öncelikle edinilmis mallara
katılma rejimi açısından bu malların niteliklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle tarafların
sundugu deliller çerçevesinde degerlendirme yapılmalı, gerektiginde bu konuda TMK m. 222 uyarınca
sonuca gidilmelidir. Davaya konu tasınır ve tasınmazların edinilmis mal oldugu tespit edildigi takdirde,
eklenecek degerlerden (TMK.m.229) ve denklestirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar nazara
alınmak suretiyle, edinilmis malların degerinden (TMK.m.219) mallara iliskin borçlar çıkarıldıktan
sonra kalan degerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden davacını katılma alacagının (TMK.m.236/1)
bulundugunun kabulü gerekir. Artık degerin belirlenmesinde, davaya konu tasınır ve tasınmazların
tasfiye tarihindeki degerlerinin belirlenmesinde yasal zorunluluk bulundugundan, bu konuda kesif ve
gerektiginde uzman bilirkisi/bilirkisilerden denetime elverisli rapor alınmalıdır.
Ayrıca, davacı tarafın katkı payı ve katılma alacagı olarak toplam 40.000 TL istedigi görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar nazara alındıgında, hesaplama ve degerlendirme anları ile faiz baslangıç
tarihleri farklı olmakla, Mahkemece davacı talebinin ne kadarının katkı payı ne kadarının katılma
alacagı oldugunun da açıklattırılmalı (HMK m. 31), tarafların delilleri birlikte degerlendirilerek,
yapılacak inceleme ile olusacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu`nca yukarıda deginilen ilave gerekçelerle benimsenen Özel
Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu
nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında
ve yukarıda gösterilen ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na eklenen Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429.maddesi geregince bozulmasına, istek halinde temyiz
pesin harcının yatırana geri verilmesine, 05.11.2014 gününde oybirligi ile, karar verildi.