Loading...
21.04.2022

Evde Bulunmayan Muhattabın Kapısına 2 No`Lu İhbarnamenin Yapıştırılmaması Halinde Tebligatın Geçersiz Olacağı

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
E: 2014/12-1101
K: 2016/562
K.T.: 27.04.2016
Tarihi : 28/03/2014
Numarası : 2014/35 - 2014/61
Davacı-Alacaklı : Tasfiye Halinde S.S N. 5 Konut Yapı Koop vekili Av. C.B.
Taraflar arasındaki “icra takibinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Keşan İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
08.03.2013 gün ve 2013/9 E. 2013/76 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.11.2013 gün ve
2013/25172 E. 2013/34420 K. sayılı ilamıyla;
(… Alacaklının, borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus
haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun İcra Mahkemesi`ne yaptığı
başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına ilişkin şikayeti ile birlikte
borca itiraz ettiği ve Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazın
kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 12
ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu kooperatifin sicil
kaydında yer alan adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın
alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun
21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt
sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 Sayılı Tebligat
Kanunu`nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına
ve adı geçenin sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat
Kanunu`nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun
Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira,
muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat
saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler
yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir
araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
Somut olayda, örnek 10 ödeme emrinin “Sanayi Sitesi Üzeri N. 5 Koop.
Keşan/Edirne” adresinde “Muhatap tevziat sırasında adresinde bulunmadığından
evrak İspal Mah. Muhtarı Mustafa Ö.`e teslim edildi. Komşu Yücel T.`ye haber verildi”
şerhi verilerek 11.12.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21/1.
maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, örnek 10 ödeme emri
usulüne uygun olarak tebliğ edildiğine göre, borçlunun, İİK`nun 168/4-5 maddesinde
öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 11.01.2013 tarihinde yaptığı borca itirazın
süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi
isabetsizdir.)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama
sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, zaman aşımı süresinin dolmasıyla icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilinin temyizi
üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda mahkemece; muhataba keyfiyeti haber
vermesi için araştırılması ve kimliği tebligat evrakına yazılması zorunlu olan kişinin
(somut olayda komşunun) gerçekte var olmayan bir kişi olduğu, şikâyet konusu
tebligatta gerçekte var olmayan bir kişiye haber verildiğinin yazılması nedeniyle
resmi bir belge olan tebligatın usulsüzlüğünden öte, güvenilirliğinin de kalmadığı
gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yapılan icra takibi
sırasında ödeme emrinin davacı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip
edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat”
başlıklı 12. maddesi;
“Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız
birine yapılır.
Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan
tebliğ muteberdir.”
“Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesi;
“Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple
mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat
alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya
müstahdemlerinden birine yapılır”
“Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrası;
“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat
yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden
imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar 
heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde
teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen
adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ
olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın
komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya
yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Hükmünü taşımaktadır.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Tebliğ imkânsızlığı ve
tebellüğden kaçınma ile adres kayıt sistemindeki adreste bulunamama halinde
yapılacak işlem” başlıklı 31/1(a).maddesine göre, tebliğ memuru; muhatap veya
muhatap adına tebligat yapılabilecek kişiler, o adreste bulundukları halde hiçbirinin
tebliğ anında gösterilen adreste mevcut olmamaları halinde tebliğ olunacak evrakı,
o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi üyesinden birine ya da kolluk amir
veya memuruna imza karşılığında teslim eder. Tebliğ memuru, ek-1’de yer alan (2)
numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi gösterilen adresteki kapıya
yapıştırır. (a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru,
tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın
komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. 2 numaralı
ihbarnamenin muhatabın kapısına yapıştırılması geçerlilik şartı olup, 2 numaralı
ihbarname kapıya yapıştırılmaksızın yapılan tebligat usulsüz ve geçersiz olur.
Somut olayda; Keşan İcra Müdürlüğü tarafından çıkartılan örnek 10 ödeme emrinin
davacı Kooperatifin “Sanayi Sitesi Üzeri N. 5 Koop. Keşan/Edirne” adresinde
“Muhatap tevziat sırasında adresinde bulunmadığından evrak İspal Mah. Muhtarı
Mustafa Ö.`a teslim edildi. Komşu Yücel T.`ye haber verildi” şerhi verilerek
11.12.2012 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun 21/1. maddesine göre tebliğ
edilmiş ise de 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi ile Tebligat Kanununun
Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31/1(a) maddesine göre (2) numaralı örneğe
uygun olarak düzenlenerek gösterilen adresteki kapıya yapıştırılması gereken
ihbarnamenin düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırılmaması nedeniyle tebligat
geçersizdir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemenin yukarıda açıklanan hususları gözeterek sonucu
itibariyle Özel Daire bozma ilamına karşı direnme kararı yerinde olup, davalı
vekilinin dava ve itiraz sebepleri hakkında savunma ve delilleri toplanmadan
duruşma açılmaksızın karar verilmiş olması nedeniyle savunma ve ispat haklarının
kısıtlandığına yönelik itirazları yönünden inceleme yapılması için dosya Özel
Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme kararı uygun olup; davalı vekilinin
temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.