Davacı Sendikanın Davalı Kurum'da Çalışan Ve Şube Müdürlüğü Kadrosuna Asaleten Atanmak İçin Bekleyen Üyeleri Açısından Bakılmakta Olan Davada, Kişisel Ve Güncel Menfaatinin Bulunduğu
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2013/2430
Karar No : 2014/4265
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : Türk Eğitim Sen
Karşı Taraf (Davalı) : Milli Eğitim Bakanlığı - ANKARA
İstemin Özeti : Ankara 13. İdare Mahkemesi'nin 07/05/2013 günlü, E:2013/515, K:2013/693 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; davacı Sendika tarafından, Bakanlık bünyesinde norm kadrosu bulunmamasına karşın 214 kişinin şube müdürü olarak görevlendirilmelerinin sona erdirilmesi için yapılan 05/06/2010 günlü başvurunun reddine ilişkin 21/06/2010 günlü, 30683 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 13. İdare Mahkemesinin 23/02/2012 günlü, E:2010/1141, K:2012/351 sayılı kararıyla; olayda, davacı sendika tarafından, dava konusu işlemin üyelerinin bireysel veya ortak hangi hukuksal menfaatini ihlal ettiği hususu belirtilmeden, genel ifadelerle, yapılan "geçici görevlendirme işlemlerinin iptal edilmesi" yönündeki başvurusunun reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle dava açıldığı, dava konusu atama işlemlerinin niteliğine bakıldığında davacı Sendika'nın menfaatini etkilemediği gibi genel düzenleyici işlem niteliğinin de bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca davada davacı Sendika'nın herhangi bir üyesinin adına tesis edilmiş bireysel bir işlemin iptalinin de istenilmediği gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bu karar temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İkinci Dairesi'nin 21/09/2012 günlü, E:2012/6379, K:2012/5495 sayılı kararıyla; kamu görevlileri sendikalarının, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla kurulmuş olduğu; iptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, bu idari işlemlerle kişisel, meşru ve aktüel bir menfaat ilgisi olanlar tarafından iptal davasına konu edilebildiğinin kabulünün zorunlu olduğu; taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve aktüel bir menfaat alakasının varlığının, davanın niteliğine ve özelliğine göre, idari yargı yerlerince belirlendiği; davacının, idari işlemle ciddi, makul, maddi ve manevi bir ilişkisi bulunduğunun anlaşılması halinde dava açmaya ehil sayıldığı, ayrıca iptal davalarındaki menfaat ilişkisinin, hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi amacı doğrultusunda yorumlanması gerektiği; hal böyle olunca sendikaların, üyelerinin ortak hak ve menfaatlerini ilgilendiren işlemlerle ilgili olarak dava açma ehliyetlerinin bulunduğunun tartışmasız olduğu, olayda da dava konusu işlemin davacı Sendika'nın davalı Kurum'da çalışan ve şube müdürlüğü kadrosuna atanabilecek durumda olan tüm üyelerinin ortak menfaatini ilgilendirdiğinin anlaşıldığı, bu itibarla uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki ilk kararında ısrar edilmiştir.
Davacı, Ankara 13. İdare Mahkemesi'nin 07/05/2013 günlü, E:2013/515, K:2013/693 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Danıştay'ın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için, idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19. maddesinin (f) fıkrasında, sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetlerine ilişkin olarak "Üyelerin idare ile doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini ve mirasçılarını, her düzeyde ve derecede yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak." kuralına yer verilmiş, bu yetkiyle sendikalar üyelerinin ortak hak ve menfaatlerini ilgilendiren konularda dava açma hakkına sahip kılınmıştır.
Olayda, davacı Sendikanın 05/06/2010 günlü dilekçesi ile idareye başvurarak, Bakanlık bünyesinde il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde 1995 adet şube müdürü norm kadrosu bulunduğu, 1075 kişinin kadrolu olarak görev yaptığı, 920 adet boş norm kadro olduğu ve bu kadronun asaleten atanma şartlarını haiz olmayan kişilerce doldurulduğu, 920 kişi yanında 214 kişinin de norm kadro olmamasına karşın geçici görevlendirme ile çalıştıkları, ihtiyacın varlığı söz konusu ise şube müdürlüğü norm kadrolarının yeniden güncellenmesi ve asaleten atanma şartlarını haiz kişiler arasından atama yapılarak doldurulması, diğer şube müdürleri bakımından da bir an önce şube müdürlüğü sınavı yapılarak sınavı kazananlar arasından asaleten atama yapılması gerektiği, hangi kriterlere göre belirlendiği ve ihtiyaç olmamasına rağmen neden görevlendirildikleri bilinmeyen 214 kişinin görevlendirilmelerinin iptalini istediği, bu başvurunun 21/06/2010 günlü işlemle reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Tüzüğü'ne göre, eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda kurulan ve hizmet koluna dahil kamu kurum ve kuruluşları işyerlerinde çalışan kamu görevlilerini üye olarak kabul eden davacı sendikanın, 4688 sayılı Kanun'da yer verilen "ortak hak ve menfaatlerin izlenmesi" ifadesi kapsamında, sadece tüm üyelerinin değil, bir kısım üyelerinin menfaatini ilgilendiren konularda da dava açma hakkına sahip olduğu, öte yandan, iptal davalarında ön koşul olan menfaat ilişkisinin, iptal davasının içtihat ve doktirinde kabul gören hukukun üstünlüğünün sağlanması yoluyla idarenin hukuka bağlılığının ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi amacına hizmet edecek şekilde yorumlanması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı sendikanın davalı Kurum'da çalışan ve şube müdürlüğü kadrosuna asaleten atanmak için bekleyen üyeleri açısından bakılmakta olan davada, kişisel ve güncel menfaatinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, Ankara 13. İdare Mahkemesi'nin 07/05/2013 günlü, E:2013/515, K:2013/693 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat