Loading...
24.06.2022

Danıştay Dava Daireleri İle İdari Ve Vergi Mahkemelerinin Nihai Kararlarının Yasadaki Sürelerinin Bitmesi Halinde

T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 
E: 2010/ 114 
K: 2010 / 247 
T: 18.02.2010

ÖZET: Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararının 27.7.2009 günü davacı vekiline tebliğ edildiği, otuz günlük temyiz süresinin bitiminin çalışmaya ara verme zamanına rastladığı, bu nedenle sürenin, ara vermenin sona erdiği günü, yani Eylül`ün dördünü izleyen tarihten itibaren 11.9.2009 cuma günü çalışma saati bitimine kadar uzadığı; ancak davacının bu süre geçtikten sonra, 14.9.2009 gününde kayda geçen dilekçeyle temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yasada öngörülen süre geçirildikten sonra yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
(2577 S. K. m. 8, 14, 46) (2575 S. K. m. 86) (13 DD. 07.04.2009 T. 2006/5892 E. 2009/3852 K.)

İstemin Özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesi`nin 7.4.2009 günlü, E: 2006/5892, K:2009/3852 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi: Gonca Temizhan

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi`nin açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü: 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 46. maddesinin 2. fıkrasında, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay`da temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiş, aynı Yasa`nın 8. maddesinin 3. fıkrasında da, bu Yasa`da yazılı sürelerin bitmesinin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde, bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı öngörülmüştür.

2575 sayılı Danıştay Kanunu`nun 86. maddesinin, 1.1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa`yla değişik 1. fıkrasında ise, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos`un birinden Eylül`ün beşine kadar çalışmaya ara vermesi öngörülmüş; böylece ara vermenin son günü Eylül`ün dördü olarak belirlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararının 27.7.2009 günü davacı vekiline tebliğ edildiği, otuz günlük temyiz süresinin bitiminin çalışmaya ara verme zamanına rastladığı, bu nedenle sürenin, ara vermenin sona erdiği günü, yani Eylül`ün dördünü izleyen tarihten itibaren 11.9.2009 cuma günü çalışma saati bitimine kadar uzadığı; ancak davacının bu süre geçtikten sonra, 14.9.2009 gününde kayda geçen dilekçeyle temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Yasada öngörülen süre geçirildikten sonra yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi olanağı bulunmadığından, davacının isteminin süre aşımı nedeniyle reddine, 18.2.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY

2575 sayılı Danıştay Yasası`nın 86. maddesinin 1. fıkrası çalışmaya ara verme süresinin kısaltılması amacıyla yeniden düzenlenerek, Danıştay dairelerinin her sene Ağustos ayının birinden Eylül`ün beşine kadar çalışmaya ara vermeleri öngörülmüştür. Bu kuralda çalışmaya ara verme süresi, bu sürenin başladığı ve sona erdiği gün açıkça gösterilerek belirlenmiştir. Yani, çalışmaya ara vermenin <...Eylül`ün beşine kadar...> süreceği ifade edilerek, Eylül`ün beşi çalışmaya ara vermenin sona erdiği gün olarak gösterilmiştir. Dolayısıyla Danıştay dairelerinin Eylül`ün altısında çalışmaya başlayacakları hususunda duraksama bulunmamaktadır. Nitekim sözü edilen düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana uygulamanın da bu doğrultuda olduğu bilinen gerçektir.

Belirtilen durum karşısında, davacının Yasa`da öngörülen süre içinde temyiz isteminde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, karara katılmıyoruz.