Loading...
06.05.2022

Boşanma Ve Ferileri Konusunda Verilen Karar

T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 
E. 2014/19607
K. 2014/20459
T. 22.10.2014

ÖZET : Mahkemece verilen ilk hükümde "davanın kısmen kabulüne" denilmekle yetinilmiştir. Hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla hakim, yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir.

1086 S.K. 428 /son maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamayacağına ilişkin kural, 6100 S.K. 294/3. ve 297/2. maddesine uygun şekilde tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut değildir.

Mahkemece verilen ilk hüküm kamu düzenine ilişkin bir hususta re`sen ve bütünüyle bozulmuş, verilen bozma kararı ile hüküm tamamen ortadan kalkmıştır.

Bu bakımdan mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, "... boşanma konusunda daha önce karar verilmekle ve kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasına ve tarafların tazminat taleplerinin reddine..." karar verilemez. Boşanma ve fer`ileri konusunda yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken o yönün kesinleştiğinden söz edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece verilen ilk hüküm, davalının temyizi üzerine Dairemizin 14.11.2013 tarih 2013/12129 esas 2013/26492 karar sayılı ilamı ile "... mahkemece son oturum tutanağında `davanın kısmen kabulüne` denilmekle yetinilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/2. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla hakim, yargılamayı sona erdirdiği oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 /son maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamayacağına ilişkin kural, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. ve 297/2. maddesine uygun şekilde tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 428 /son maddesinin uygulanması da söz konusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/2-3 ve 297/2. maddelerinde, l0.4.l992 günlü ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulmasına..." karar verilmiş, bozma nedenine göre diğer yönler incelenmemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, "... boşanma konusunda daha önce karar verilmekle ve kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 400 TL iştirak nafakasına ve tarafların tazminat taleplerinin reddine..." karar verilmiştir.

Mahkemece verilen ilk hüküm kamu düzenine ilişkin bir hususta re`sen ve bütünüyle bozulmuş, verilen bozma kararı ile hüküm tamamen ortadan kalkmıştır. Bu bakımdan mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, boşanma ve fer`ileri konusunda yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken o yönün kesinleştiğinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 22.10.2014 tarihinde karar verildi.