Loading...
15.08.2022

Belirsiz Alacak Davası

T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 
Esas: 2016/ 20250 
Karar: 2016 / 18837 
Karar Tarihi: 20.10.2016


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı banka şubesinden konut kredisi kullandığını belirterek, kullandığı konut kredisi sırasında davalı bankaca dosya masrafı ve yapılandırma masrafı adı altında tahsil edilen masrafların şimdilik 3.210 TL.`nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 

Davalı, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dava tarihi itibariyle 3.210,00 TL alacakla ilgili il tüketici hakem heyetine müracaatı 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince zorunlu olduğundan ve davacının bu miktar için mahkemeye dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından, hukuki yarar dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiğinden, davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK`nun 114/1-h ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava değeri olarak 3.210 TL göstermiş, HMK.`nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açtığını belirtmiştir.

HMK`nın 107/1.maddesinde "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir" düzenlemesi mevcuttur. Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacının alacağının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığı gibi talep edilecek miktar taraflarca tartışmasız ve açıkça belirlenmemiştir. Dava konusu alacağın tespiti bu haliyle mümkün olmayıp yargılamayı gerektirmektedir. Bu alacak için davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının talep ettiği alacağın yargılama safahatinde belirlenecek nitelikte olması nedeniyle dava açmakta hukuki yararının olduğu kabul edilerek işin esasına girilip, taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.