ÖZET : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda, ek iddianame okunmayarak ve sanığın sorgusu yapılmayarak savunma hakkının kısıtlanması hukuka aykırıdır.
Suç tarihi itibariyle sanığın işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmelidir.
Sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmaması veya alınmama gerekçesinin karar yerinde gösterilmemesi,
Olayda maddi cebir ve tehdidin nelerden ibaret olduğu ve ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışılıp gösterilmeden T.C.K.nun 103/4. maddesinin uygulanması hukuka aykırıdır.
DAVA : Zorla ırza geçme suçundan sanığın yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair, Iğdır Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.3.2006 gün ve 2006/1 Esas, 2006/121 Karar sayılı hükümün süresi içinde sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 5271 Sayılı C.M.K.nun 191/3-b maddesi hükmüne aykırı olarak ek iddianame okunmayarak ve sanığın sorgusu yapılmayarak savunma hakkının kısıtlanması,
Suç tarihi itibariyle 5237 Sayılı T.C.K.nun 31/2. maddesi anlamında, işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik raporla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmaması veya alınmama gerekçesinin karar yerinde gösterilmemesi suretiyle 5395 Sayılı Kanunun 35. maddesine muhalefet edilmesi,
Kabule göre de:
5237 Sayılı T.C.K.nun 103/1-a maddesinde mefruz cebrinin unsur olarak yer almasına, aynı Yasanın 103/4. maddesinin ise yalnızca tehdit ve maddi cebri ifade etmesine göre; olayda maddi cebir ve tehdidin nelerden ibaret olduğu ve ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde tartışılıp gösterilmeden T.C.K.nun 103/4. maddesinin uygulanması,
Sanığın sabit kabul edilen eylemine uyan 5237 Sayılı T.C.K.nun 103/2, 4, 31/2 maddelerinin alt sınırdan tatbiki halinde tayin olunacak netice cezanın daha lehe olacağının gözetilmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümün 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek C.M.U.K.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat