Loading...
22.04.2022

Alacaklının İcra Takibini Sürdürme İradesini Gösteren Bir Takip İşlemine Rastlanmadığından Mahkemece İcranın Geri Bırakılmasına Karar Verilmesi Gereği

T.C. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 
Esas: 2016 / 20575 
Karar: 2016 / 19782 
Karar Tarihi: 26.09.2016
ÖZET: Alacaklının, icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

(6762 S. K. m. 661, 662, 669, 690)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, mahkemece, istihkak davasının zamanaşımını kestiği gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.

Bononun vade tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK`nun 690. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa`nın 661/1. maddesi gereğince, bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi üç yıldır.

Somut olayda, takip dosyasında, alacaklı tarafça, 01/04/2010 tarihinde haciz talebinde, 03/11/2014 tarihinde ise yenileme talebinde bulunulduğu, bu tarihler arasında ise zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır.

TTK’nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Ticari işlemlerin itimat, itibar ve sürat gibi özellikleri nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nda daha kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, Borçlar Kanunu’ndaki zamanaşımı süreleri burada uygulanmaz.

Anılan maddede dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası, zamanaşımını kesmez (TTK.669 vd.md.). Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zamanaşımını kesici nitelikte değildir. Kanundaki dava tabirinden maksat, sadece eda davalarıdır. Bu bağlamda yukarıda belirtilen nitelikte olmayan istihkak, izale-i şüyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikteki davalar zamanaşımını kesmez. Kaldı ki; mahkemenin zamanaşımının kesildiğine ilişkin olarak hükmüne esas aldığı istihkak davasının da takip dosyası ile ilgisi bulunmamaktadır. 

O halde alacaklının, yukarıda belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.