T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
E. 2004/10047
K. 2004/9641
K. T. 23.09.2004
Dava dilekçesinde 340.000.000 lira alacağın masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dilekçesinde, davalılara hayvan sattığını, ancak bakiye 340.000.000 lira bedeli tahsil edemediğini beyan ederek, bu alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar savunmalarında davayı kabul etmediklerini ifade etmişlerdir.
Mahkemece, yörede hayvan alım satımlarında çek senet alınmadan alışverişin yapılması konusunda bir teamülün oluştuğu gerekçesi ile ve tanık beyanları esas alınarak, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. HUMK.nun 288/1 maddesi gereğince "Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacı ile yapılan hukuki islemlerin yapıldıkları zamandaki miktar ve değerleri 40.000.000 TL`yı gectigi takdirde, senet ile ispat olunması gerekır. Mahkemece, yorede hayvan alım satımlarında senet alınmaması yonunde bir teamül oluştuğu gerekçesi ile iddianın tanık ile ispat edilebileceği sonucuna varılmıştır.
HUMK.nun 293/4 maddesi uyarınca, senede bağlanması gelenek olmayan hukuki işlemler, miktar ve değerine bakılmaksızın, tanık ile ispat edilebilirler.
Ancak bunun için
1- Hukuki işlemin senede bağlanmamasının adet ( gelenek ) haline gelmiş olması
2- Bu hususun istikrarlı bulunması ve
3- Aynı zamanda kamuoyu tarafından bu geleneğe inanılmış olması gerekir.
Davada bu şartlar gercekleşmemistir. Bu nedenle dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak hükum kurulması doğru degildir.
Ancak dava dılekçesinde, yemin deliline de dayanıldığına göre davacıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.