Loading...
17.05.2022

Dolandırıcılık Suçu Hakkında

T.C. Yargıtay 6. Ceza Dairesi
E. 2010/25000
K. 2012/16448
T. 2.10.2012

ÖZET : Sanığın yakınanın iş yerine müşteri olarak gelip, evine kombi taktıracağını söylediği, yakınanla sanığın ölçü almak için eve gittikleri sırada sanığın bir yeri arayacağını belirtip yakınandan cep telefonunu aldığı, yakınana ait telefonla konuşurken, araçtan inerek uzaklaştığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu değil basit hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

DAVA : Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Oluş ve dosya kapsamına göre,olay günü sanığın yakınanın iş yerine müşteri olarak gelip, evine kombi taktıracağını söylediği, yakınanla sanığın ölçü almak için eve gittikleri sırada sanığın bir yeri arayacağını belirtip yakınandan cep telefonunu aldığı, yakınana ait telefonla konuşurken, araçtan inerek uzaklaştığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin T.C.K.nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde uygulama yapılması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık Z.M.ve savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple S. Ç.`in suçun vasfına yönelik muhalefetiyle istem gibi BOZULMASINA, 02.10.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY : Dolandırıcılık hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararı olarak kişinin kendisine veya başkasına icrai veya imhası davranışlarla yarar sağlamasıdır.

Dolandırıcılık salt mal varlığına karşı işlenen bir suç değildir. Mal varlığı yanı sıra irade ve karar verme özgürlüğünü korumaya yönelik bir suçtur. Dolandırıcılık suçunda mağdur yanıltılmaktadır. Yani dolandırıcılık suçu tipik bir hile suçudur. İrade hileyle fesada uğratılmaktadır. Mağduru hataya düşürecek kurnazca hareketler hiledir. Her hile ahlaka aykırı bir eylem olsa dahi her zaman cezalandırılan dolandırıcılık olması için suça tipinde belirtilen şekilde muhatabı hataya düşürmesi gerekir. Hata kişideki tasavvurla gerçeği birbirine uymaması olup, hile: mağdurda hata hali oluşturacaktır. Mağdurdaki tereddüdü kuvvetlendirilmesi de onu hataya düşürmektedir.

Hilenin kandıracak nitelikte olması gerekir. Kullanılan hile mağdurun durumu fail olan ilişki göz önüne alınıp kandırılmış ise olay bazında eylem dolandırıcılık olacaktır.

Yalan: bilerek gerçek dışı bir hususun beyan edilmesidir, yalan toplumda güvenin kötüye kullanılmasıdır. Yalan söyleyen muhatabın güven ve iyi niyetini istismar eden kişidir. Fail söylediği yalanın kontrolünü engel olacak veya yalanın tespitini zorlayacak bir hareket yapmadıkça mücerret yalan hile olarak kabul edilmemektedir. Şayet beyanda bulunan gerçeği söyleme bakımından hükümlülük altında ise yalan güvenin kötüye kullanılmasında bir araçtır. Yalan kişi üzerinde etki yapması için söylenmiş ise hile olarak ele alınabilir. Yalan mağdurun denetleme imkanını ortadan kaldıran güven ortamı içinde ortaya konmalı fail mağduru istediği yöne çekmiş olmalıdır. Mücerret yalan dolandırıcılığın karakteristik unsuru olan hileyi meydana getirmez. Hilenin kandıracak nitelikte olup olmadığı olaysal değerlendirilmelidir. Olayın özelliği, mağdurun durumu, fail olan ilişkisi kullanılan hilenin şekli yalanın denetim olanağı bulunup bulunmadığına da bakılarak belirlenmelidir.

Eğer aldatılan için bu olayın gerçek olup olmadığı önemsiz ise bu durumda onun hatasından bahsedilemez.

Dolandırıcılık suçunda mağdurdan fail hile ile bir şeyi almakta veya bir şeyin teslimini sağlamakta ya da mağdurun yararlandığı bir haktan vazgeçmesini temin etmektedir.

Duygusal veya manevi yönden uğratılan zarar gibi mağdura temin edilecek geleceğe yönelik kazanç tasavvurları bu suçun maddi unsuru olamayacağı gibi irdelemesi ve belirlenmesi objektif olarak mümkün olmayan hallerde bu suçun objektif unsurunu teşkil etmez.

Her dolandırıcılık eylemi failin planladığı aldatıcı nitelikli hareketlere başlar ve bu aldatıcı hareket kişilerin birbiriyle olan ilişkilerinde iyi niyet ve güven kurallarını temelden ihlal eder.

Mağduru hataya düşürecek, aldatıcı hareketlerin yapılması ve düşünen hatayla aldatıcı hareketler arasında nedensellik bağının da bulunması gerekir Dolandırıcılık suçunun temel şekli 5237 Sayılı T.C.K.nun 157. maddesinde yer almıştır.

Somut olayımıza gelince;

Yakınanın Keçiören Aktepe Mahallesi .... Cadde ... sayılı yerde K... Isı Sistemleri adlı işyerini çalıştırdığı, olay günü sanığın anılan işyerine gelip Gazino tarafında evi olduğunu, evine kombi ve radyatör taktıracağını bu sebeple ölçü alınmasını istediği, yakınanın sevk ve idaresindeki bir araçla sanığın tarif ettiği adrese doğru giderken Nuri Pamir Caddesi üst geçidinin olduğu noktaya gelince sanığın " karşı dükkandan anahtar alacağını, telefonunu ver bir yeri arayacağım" demesi üzerine yakınanın başından beri fail aralarında kurulan ilişkinin etkisi altında sahibi olduğu telefonu sanığa teslim ettiği, sanığın telefon ile bir yer arıyormuş gibi yapıp, gösterdiği dükkanların bulunduğu yere doğru ilerleyip, ayrıldığı yakınanın bir süre beklemesine rağmen failin geri dönmediği olayda; sanığın olayın başından beri aldatıcı hareketle başlayıp, yakınanla kurduğu ilişki ile iyi niyet ve güveni temelden ihlal eden davranışlarının bir bütün halinde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu bu sebeple mahkemenin kabulunde bir isabetsizlik bulunmadığı inancıyla sayın çoğunluğun suç vasfına yönelik bozma görüşüne iştirak olunmamıştır.