ÖZET : İhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel ( ihlal edilmiş ) olduğunu ispata mecburdur. Aracın tespit edilen değeri ve satış fiyatına göre, şikayetçinin ihalenin feshi davasını açmakta "ihlal edilmiş" menfaati olduğu kanıtlanamadığından ve dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmediğinden ihalenin feshi isteminin reddi gerekir. Menkul ihalelerine ilişkin satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu yönünde bir düzenleme mevcut değildir. Satış kararında da bu yönde alınmış bir karar olmadığından mahkemece, satış ilanının borçluya tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK`nun 134/7. fıkrasına göre; “İhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel ( ihlal edilmiş ) olduğunu ispata mecburdur”.
Somut olayda kesinleşen 12.12.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre ihale konusu araca 200.000 TL değer biçilmiş olup. 8.6.2011 tarihli ihalede ise 11 kişinin katılımı ile bu değere çok yakın olarak aracın 198.000 TL`ye ihale edildiği görülmektedir. Aracın tespit edilen değeri ve satış fiyatına göre, şikayetçinin ihalenin feshi davasını açmakta "ihlal edilmiş" menfaati olduğu kanıtlanamadığından ve dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmediğinden ihalenin feshi isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan menkul ihalelerine ilişkin İİK.nun 112 ve devamı maddelerinde, satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu yönünde bir düzenleme mevcut değildir. 20.05.2011 tarihli satış kararında da bu yönde alınmış bir karar olmadığından mahkemece, satış ilanının borçluya tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat