Loading...
24.06.2022

İcra Takibinde Yanlış Yazılan Dosya Numarası Maddi Hata Niteliğinde Olduğundan Davanın Kabulü Gerekir

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 
E: 2013/ 12-1739 
K: 2015 / 1049 
T: 18.03.2015

ÖZET: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve genel haciz yoluyla takip ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz mercilerinin farklı olması, dosya numaralarının ard arda gelmesi ve takip şekillerinin de farklı olmasına takip talebinde bulunan avukatın kambiyo senetlerine mahsus takipte her türlü şikayetin icra mahkemesine yapılması gerektiğini bilebilecek konumda olmasına göre maddi hata yapıldığının kabulü ile Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
(1086 S. K. m. 429)

Dava: Taraflar arasındaki “şikayet” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda; Söğüt İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 17.01.2013 gün ve 2012/39 Esas, 2013/3 Karar sayılı kararın incelenmesi şikayetçi (borçlu) vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay12. Hukuk Dairesinin 15.04.2013 gün ve 2013/5492 Esas, 2013/14335 Karar sayılı ilamı ile; 

(... Alacaklı tarafından borçlu T... Seramik Sanayi ve Ticaret AŞ. hakkında Söğüt İcra Müdürlüğü`nün 2012/693 esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile, yine aynı icra müdürlüğünün 2012/692 esas sayılı dosyası üzerinden de genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, 2012/692 esas sayılı dosya üzerinden gönderilen ödeme emrinin 11.12.2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü`nün 2012/693 esas sayılı dosya numarasını yazarak 13.12.2012 tarihinde itiraz dilekçesini icra müdürlüğüne sunduğu, ancak Söğüt İcra Müdürlüğü`nün 2012/692 esas sayılı dosyası için düzenlenen dilekçede dosya numarasının 2012/692 yerine 2012/693 olarak yanlış belirtilmesi nedeniyle itiraz dilekçesinin ait olduğu dosyaya girmediği anlaşılmaktadır. Maddi hata sonucu (takip dosya numaralarının da ardışık olduğu gözetildiğinde) dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılması hakkın zayiine neden olmaz. Bu durumda borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü`nün 2012/692 Esas sayılı dosyasından yapılan ilamsız takibe itiraz ettiğinin kabulü gerekeceğinden ve dolayısıyla süresinde itiraz nedeniyle takip duracağından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...), 

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: 

Karar: Talep, memur işlemini şikayete ilişkindir. 

Şikayetçi (borçlu) vekili, müvekkili hakkında Söğüt İcra Müdürlüğünün 2012/692 Esas sayılı icra dosyasında örnek 7, 2012/693 Esas sayılı icra dosyasında ise örnek 10 ödeme emri ile takip başlatıldığını, 13/12/2012 tarihinde 2012/692 Esas sayılı icra dosyası için itirazda bulunduklarını, ancak itiraz dilekçesine sehven 2012/693 Esas numarasının yazıldığını, sehven yazıldığı açık olan itirazlarının 2012/692 Esas sayılı takip dosyasına yapılmış olduğunun kabulü ile takibin durdurulmasını icra müdürlüğünden talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek icra dairesi işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı (alacaklı) vekili, şikayetin reddini talep etmiştir. 

Yerel mahkemece; şikayetçinin itiraz dilekçesinde itiraz edilen dosyanın 2012/693 sayılı dosya olduğunu açıkça göstermiş olduğu ve dilekçesinde takip borç miktarı, takibin çeşidi gibi ayırt edici ve itirazın hangi dosyaya ait olabileceğini, dolayısıyla bir maddi hata olduğunu gösterir herhangi bir ibarenin de bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın 2012/692 Esas sayılı icra dosyasına yapılmış kabul edilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden şikayetin reddine dair verilen karar şikayetçi (borçlu) vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

Direnme kararını, şikayetçi (borçlu) vekili temyize getirmiştir. 

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayetçi borçlunun borca itiraz etmek istediği takip dosya numarasını (takip dosya numaralarının ardışık olduğu da gözetildiğinde) yanlış göstermesi karşısında, bu durumun maddi hata kabul edilerek itirazın sonradan gösterilen dosyaya yapıldığının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve genel haciz yoluyla takip ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz mercilerinin farklı olması, dosya numaralarının ard arda gelmesi ve takip şekillerinin de farklı olmasına takip talebinde bulunan avukatın kambiyo senetlerine mahsus takipte her türlü şikayetin icra mahkemesine yapılması gerektiğini bilebilecek konumda olmasına göre maddi hata yapıldığının kabulü ile Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Görüşmeler sırasında azınlıkta kalan bir kısım üyeler tarafından borçlu hakkındaki takip türlerinin farklı olması, takip numaralarının ardışık olması ve itiraz prosedürlerinin farklı olmasının somut olayda maddi hata olduğunu göstermeyeceği, borçlunun itiraz dilekçesinde itirazda bulunduğu borç miktarı ve hakkında yapılan takibin şekli gibi itirazda bulunduğu dosyanın ayırt edici özelliklerini göstermediğinden maddi hata değerlendirmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki icra dosyasına itirazda bulunan ve itiraz dilekçesine takip dosya numarasının yanlış yazılmasının hukuki konularda profesyonel olarak çalışan bir avukat tarafından yapıldığı da dikkate alındığında somut olayda maddi hatadan söz edilemeyeceği belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. 

Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. 

Sonuç: Şikayetçi (borçlu) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun`un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 18.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.