ÖZET : Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti yoktur. Bu nedenledir ki takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunludur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. Süresiz şikayet hakkı da vardır. Adi ortaklık adına çıkarılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. O halde mahkemece re`sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmelidir.
DAVA : Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti yoktur. Bu nedenledir ki takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunludur.
Borçlar Kanunu`nun 525. ve 533. maddeleri gereği kendisine yönetim hakkı tanınan ortağın ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisi vardır. Temsil yetkisi zımmen icazet, temsil belgesi, adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile verilebilir.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu E... A.Ş. ve B... Ltd. Şti. Ortak Girişimi (adi ortaklığı )hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı ve örnek 10 no`lu ödeme emrinin de E... A.Ş. ve B... Ltd. Şti. Ortak Girişimi adına tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. Borçlar Kanunu`nun 520. maddesine göre adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden gözönüne alınmalıdır. Öte yandan yasanın emredici kuralından kaynaklanan ve bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunan bu husus hakkında İİK`nın 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayet hakkı da vardır. Dolayısıyla yukarıda belirtildiği şekilde adi ortaklık adına çıkarılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır.
O halde mahkemece anılan husus re`sen gözetilerek takibin iptaline açıklanan bu nedenle karar verilmesi gerekirken, İİK`nın 170/3 hükmüne aykırı olarak takibin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; sonuçta takibin açıklanan nedenle iptali gerektiğinden anılan yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmayarak sonucu bakımından doğru mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nın 366. ve HUMK`nın 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat