Loading...
15.06.2022

Dava Dilekçesinde Tedbir Talebine İlişkin Bir Açıklığın Bulunmadığı

T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 
E: 2012/ 281 
K: 2012 / 2244 
T: 20.02.2012

ÖZET: Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tedbir talebine ilişkin bir açıklığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, dava dilekçesi ve dosya içeriğinde davacı tarafça bu yönde bir talebin bulunmadığı değerlendirilmeksizin resen ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi`nce verilen 29/11/2011 tarih ve 2011/535-2011/535 sayılı kararın Yargıtay`ca incelenmesi aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. A. B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşüldü düşünüldü:

Davacı vekili, kesinleşmiş mahkeme ilamı ve icra müdürlüğü kararları dikkate alındığında, davalı şirketin 08.04.2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların, toplantı ve karar nisaplarının bulunmaması nedeniyle iptaline ve geçersizliğinin tespitine karar verilmesi isteğini içerir dava dilekçesinde, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin, şirketin en önemli ve değerli taşınmazını satma aşamasında oldukları yönünde alınmış olan ve taslak niteliğini haiz yönetim kurulu kararlarının mevcut olduğunu bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sırasında, davacıların hak kaybının önlenmesi gerekçesiyle davalı şirket adına kayıtlı 406 ada, 15 parsel sayılı taşınmazın satışının ve üzerinde ayni, şahsi hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bu kez davalı vekili tarafından karara itiraz edilmiştir.

Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati tedbir kararının koruma amaçlı olarak alındığı ve icra müdürlüğünce şirket merkezinde bulunan boş yönetim kurulu kararında bu yolda yetki verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.

Kararı, aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekili temyiz etmiştir.

Temyize konu talep, ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraza ilişkindir. Davacı tarafça açılan genel kurul kararının iptali istemini içerir davada mahkemece davalı şirkete ait taşınmazın devri ve üzerinde ayni ve şahsi hakların devrinin önlenmesine yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Karara dayanak teşkil eden ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin prosedürü düzenleyen HMK. nun 389 ve devamı maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi bu konuda talep bulunması şartına bağlı olup, somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tedbir talebine ilişkin bir açıklığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, dava dilekçesi ve dosya içeriğinde davacı tarafça bu yönde bir talebin bulunmadığı değerlendirilmeksizin resen ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden ihtiyati tedbir kararı verilen davalıya iadesine, 20.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.