Loading...
08.08.2022

Altmış Günlük Dava Açma Süresi İçinde Açılan Davada Süre Aşımı Bulunmadığı

T.C. Danıştay 12. Daire 
Esas: 2016/ 3057 
Karar: 2016 / 2077 
Karar Tarihi: 12.04.2016

ÖZET: Davacı tarafından yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle altmış günlük dava açma süresi içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından İdare Mahkemesi`nce işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın süreaşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

İstemin Özeti: Ankara 6. İdare Mahkemesince verilen 29/01/2015 tarihli ve E:2015/48; K:2015/152 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi: Burak Gençoğlu

Düşüncesi: Davacının dava konusu başvurusuna dayanak oluşturan adli yargıda açtığı davanın lehine sonuçlanması üzerine ve süresi içerisinde yaptığı başvuru 2577 sayılı Kanun`un 10. maddesi kapsamında olduğundan, bu başvuruyu anılan Kanun`un 11. maddesi kapsamında değerlendirmek suretiyle davanın süreaşımı yönünde reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; Türkiye Diyanet Vakfı`na ait Ankara 29 Mayıs Hastanesi`nde işçi olarak görev yaparken iş akdi fesh edilen davacı tarafından, işe iade edilmesi istemiyle açılan davanın lehine sonuçlandığından bahisle, 6518 sayılı Kanun`un 122. maddesiyle 663 sayılı KHK`ya eklenen Geçici 14. madde uyarınca kamuda istihdam edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 11.12.2014 tarihli ve 2995 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, davacının yapmış olduğu ilk başvurunun 01.04.2014 tarihinde idarece reddi üzerine 60 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 14.01.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanun’un 10. maddesinde ise; "1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler." hükmü yer almıştır.

6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun`un 122. maddesiyle 663 sayılı KHK`ya eklenen Geçici 14. maddede; "(1) Türkiye Diyanet Vakfına ait hastaneler, taşınır ve taşınmazları; alt işveren veya hizmet alımı ilişkisi olmaksızın bir iş sözleşmesine dayalı olarak 21/11/2013 tarihi itibarıyla anılan hastanelerde çalışmakta olup da Sosyal Güvenlik Kurumuna tescili yapılmış olanlardan 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48’inci maddesinde öngörülen genel ve ilgili kadro veya pozisyon için aranılan özel şartları taşıyanlar aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde Vakfın talebi üzerine bir yıl içinde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna devredilir. (2) (...) b) Birinci fıkrada belirtilen şartları taşıyan personelden bir ay içinde talepte bulunanlardan; (... ) 2) Tabipler ve diş tabipleri dışındaki diğer personel, yaptıkları iş, eğitim durumu ve bulundukları pozisyon dikkate alınarak Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığının izni ile çalışmakta oldukları ildeki Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun ihtiyaç bulunan sağlık kurum veya kuruluşlarına, döner sermaye adına vizelenecek pozisyonlarda istihdam edilmek üzere, 657 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin (B) fıkrası hükümleri uyarınca sözleşmeli personel statüsüne geçirilir. Atamada ve sözleşmeli personel pozisyonlarına geçirilmede, iş sözleşmeleri askıda bulunanlar dâhil tam zamanlı çalışanlar ile emeklilik veya yaşlılık aylığı kesilmek suretiyle çalışanlar dâhil herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanmamış olanlar dikkate alınır. İş sözleşmesi askıda bulunanlar, iş sözleşmesinin askıya alınmasını gerektiren hâlin bitiminden itibaren bir ay içinde talepte bulunmaları kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlandırılır. (...)" hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Türkiye Diyanet Vakfı`na ait Ankara 29 Mayıs Hastanesi`nde işçi olarak görev yapan davacının iş akdinin 24.06.2013 tarihinde idarece fesh edildiği, davacı tarafından bu feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade edilmesi istemiyle 24.07.2013 tarihinde Ankara 10. İş Mahkemesi`nin E:2013/1309 sayılı dosyasında dava açıldığı, bu dava devam ederken 19.02.2014 tarihli ve 28918 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan 6518 sayılı Kanun`un 122. maddesiyle 663 sayılı KHK`ya eklenen Geçici 14. madde ile Türkiye Diyanet Vakfı`na ait hastaneler ile burada görev yapan personelin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu`na devrine ve nakline ilişkin düzenleme yapıldığı, anılan maddede şartları taşıyan personele nakil için 1 ay içerisinde talepte bulunma şartı getirildiği, davacı tarafından hak kaybına uğramamak için 07.03.2014 tarihinde başvuru yapıldığı, 01.04.2014 tarihli işlemle bu başvurusunun reddedildiği, bu arada davacı tarafından açılan davada Ankara 10. İş Mahkemesi`nin 09.07.2014 tarihli ve E:2013/1309, K:2014/799 sayılı kararıyla, feshin geçersizliğinin tespitine ve davacının işe iadesine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi`nin 13.10.2014 tarihli ve E:2014/25554, K:2014/27366 sayılı kararıyla onanarak 13.10.2014 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafından lehine verilen söz konusu yargı kararı dayanak gösterilerek 6518 sayılı Kanun`un 122. maddesiyle 663 sayılı KHK`ya eklenen Geçici 14. madde uyarınca kamuda istihdam edilmesi istemiyle yapılan 19.11.2014 tarihli başvurunun, 11.12.2014 tarihli ve 2995 sayılı işlemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan olayda, davacının 6518 sayılı Kanun`un 122. maddesiyle 663 sayılı KHK`ya eklenen Geçici 14. madde uyarınca kamuda istihdam edilmesine yönelik dava konusu başvurusuna dayanak oluşturan davanın, Ankara 10. İş Mahkemesi`nin 09.07.2014 tarihli ve E:2013/1309, K:2014/799 sayılı kararıyla lehine sonuçlandığı ve bu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi`nin 13.10.2014 tarihli ve E:2014/25554, K:2014/27366 sayılı kararıyla onanarak 13.10.2014 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, bu yargı kararına dayanılarak davacı tarafından 19.11.2014 tarihinde yapılan başvurunun 2577 sayılı Kanun`un 10. maddesi kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu durumda, davacı tarafından 2577 sayılı Kanun`un 10. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle altmış günlük dava açma süresi içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından İdare Mahkemesi`nce işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın süreaşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 12.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.