Loading...
20.06.2022

Davanın Süresinde Açılmış Olduğu

T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 
E: 2014/ 3176 
K: 2014 / 3237
T: 30.10.2014

ÖZET: Davacının, yargı kararıyla iptal edilmiş olan, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin kendisine tebliği üzerine, bu işlemin iptali ve hak ettiği ödemelerin tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın süresinde açılmış olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

İstemin Özeti: Ankara 7. İdare Mahkemesi`nin 09/04/2014 günlü, E:2014/542, K:2014/500 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idare tarafından istenilmektedir. 

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. 

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması ve uyuşmazlığın esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir. 

TÜRK MİLLETİ ADINA 

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü: 

Dava; Sağlık Bakanlığı bünyesinde radyasyonla çalışan sağlık personeli olarak görev yapan davacının, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgenin yargı kararıyla iptal edildiğinden bahisle, söz konusu Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve hak edilen ödemelerin tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. 

İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin iptaline ve fazla çalışmadan kaynaklanan parasal haklarının davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. 

Bu karar, Danıştay Beşinci Dairesince; davanın, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü`nün 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgesinden kaynaklanan bir tam yargı davası olduğu, işlemden doğan tam yargı davasının, işlem tarihine göre hesaplanacak dava açma süresi içinde açılmış olması halinde uyuşmazlığın esası yönünden incelenebileceği, anılan Genelge tarihinden itibaren tâbi olduğu çalışma saatlerindeki belirgin artış nedeniyle bu artışın nedenini oluşturan Genelgeden haberdar olan davacının, 2577 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca, 08/10/2007 tarihinden itibaren altmış gün içinde ya da anılan Kanunun 11. maddesine göre idareye başvurduktan sonra aldığı cevaba göre hesaplanacak süre içinde, söz konusu Genelgeden kaynaklanan zararlarının tazmini istemiyle dava açması gerekirken, bu sürelerin dolmasından çok sonra açmış olduğu tam yargı davasının esasının süreaşımı nedeniyle incelenmesine imkan bulunmadığı; diğer taraftan, Genelgeye karşı dava açmamış olan davacının, başka bir dava sonucunda bu düzenleyici işlemin iptali üzerine idareye başvurarak 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi kapsamında parasal haklarının tazminini isteyebilmesi mümkün olmadığı gibi, bu davanın, anılan Kanunun 12. maddesinde belirtilen, iptal kararı üzerine açılmış bir tazminat davası olarak nitelendirilmesi olanağının da bulunmadığı; tazminat isteği 2007 yılında çıkarılmış Genelgeye dayandırıldığı için, davacının idareye yaptığı başvurunun, dava konusu olabilecek bir işlem tesisi amacıyla yapılmış bir başvuru olarak kabulünün ve 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin de olanaksız olduğu; bu bakımdan, süreaşımı yönünden davanın reddi gerekirken işin esası yönünden karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare Mahkemesince, bozma kararına uyulmayarak, işlemin iptali ve fazla çalışmadan kaynaklanan parasal haklarının davacıya ödenmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir. 

Davalı idare, İdare Mahkemesinin ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinde, 

"1- İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. 

2- Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. 

Dava açılmaması veya davanın süreden reddi halinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler." kuralı yer almaktadır. 

İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal kararları, iptali istenilen işlemi tesis edildiği tarih itibarıyla ortadan kaldırarak, o işlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlar. Bir genel düzenleyici işlemin iptal edilmesi durumunda, verilmiş olan yargı kararının, sadece o davayı açanı değil, bu genel düzenleyici işlem ile ilgili diğer kişileri de etkileyeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle, iptal edilen bir düzenleyici işlemden dolayı, menfaati veya hakkı ihlal edilen kişinin, iptal kararının doğurduğu sonuçlardan yararlanmak amacıyla idareye başvurabileceğinin kabulü gerekir. 

Bu bağlamda, davacının davalı idareye yapmış olduğu başvuru, genel düzenleyici nitelikteki bir işlemin iptali yolundaki kararın, o düzenleme ile ilgili herkes için hüküm ifade edeceği hukuksal gerçeğinden hareketle, kararın sonuçlarından kendisinin de yararlanması; daha açık bir ifadeyle, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran 08/10/2007 günlü, 21025 sayılı Genelgenin yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine, söz konusu Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi istemiyle yapılmış olan ve 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir başvurudur. 

Bu itibarla, davacının, yargı kararıyla iptal edilmiş olan, günlük çalışma saatlerini beş saatten dokuz saate çıkaran Genelge uyarınca günlük beş saatin üzerinde kalan fazla çalışmalarının parasal karşılığının ödenmesi isteğiyle 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin kendisine tebliği üzerine, bu işlemin iptali ve hak ettiği ödemelerin tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın süresinde açılmış olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. 

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Ankara 7. İdare Mahkemesi`nin 09/04/2014 günlü, E:2014/542, K:2014/500 sayılı kararının ısrara ilişkin kısmının ONANMASINA, uyuşmazlığın esası yönünden temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Danıştay Beşinci Dairesi`ne gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.