Loading...
03.08.2022

Haciz İhbarnamelerinin Usulsüz Tebliği Şikayeti

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E:
2016/16735
K: 2017/8842
T: 6.6.2017

    ÖZET : Şikayetçi vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemece, şikayetçinin, icra müdürlüğüne 07.01.2014 tarihinde başvurduğu ve dolayısıyla tebliğlerden en geç bu tarihte haberdar olduğu gerekçesiyle şikayetin süreden reddedildiği anlaşılmakla mahkemece 07.01.2014 havale tarihli dilekçenin aslı temin edilmek suretiyle, bu dilekçede kaşe üzerindeki imzanın şikayetçi şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti, süresinde olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenmesi gerekir.

    DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR : Şikayetçi vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemece, şikayetçinin, icra müdürlüğüne 07.01.2014 tarihinde başvurduğu ve dolayısıyla tebliğlerden en geç bu tarihte haberdar olduğu gerekçesiyle şikayetin süreden reddedildiği anlaşılmıştır.

    Dairemizin 29.06.2015 tarihli ve 2015/8178 E. - 18286 K. sayılı bozma ilamında; şikayetçinin, dilekçesinde, hükme esas alınan 07.01.2014 havale tarihli dilekçedeki imzanın, şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiş olması nedeniyle, 07.01.2014 havale tarihli dilekçedeki imza yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararının bozulduğu görülmüştür.

    Somut olayda, mahkemece, her ne kadar Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamında belirtilen 07.01.2014 havale tarihli dilekçedeki imzaya dair inceleme yapılması gerekirken, incelemenin bozma ilamı ile ilgisi olmayan takibe dayanak senet üzerinde yapıldığı ve 17.02.2016 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, dolayısıyla, mahkemece bozma ilamının gereği yerine getirilmeksizin davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

    O halde, mahkemece 07.01.2014 havale tarihli dilekçenin aslı temin edilmek suretiyle, bu dilekçede kaşe üzerindeki imzanın şikayetçi şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti, süresinde olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenmesi gerekirken, bozma ilamı ile ilgisi olmayan senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK`nun 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.