Loading...
24.06.2022

Tebligat Usulsüzlüğü

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E: 2015/ 17926 
K: 2015 / 29150 
T: 24.11.2015

ÖZET: Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir.
(2004 S. K. m. 65, 366) (7201 S. K. m. 21, 32) (6100 S. K. m. 33)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Genel haciz yoluyla takipte borçlu ödeme emrinden 30.01.2015 tarihinde haberdar olduğunu, rahatsızlığı nedeni ile raporu bulunduğunu belirterek gecikmiş itiraz başvurusunda bulunmuş, mahkemece gecikmiş itiraz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

İİK`nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir.

Tebligat Kanunu`nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.

Somut olayda icra dosyasında, borçlu S.. S.. adına ödeme emrinin ilk olarak takip talebinde gösterilen adresine tebliğe çıkarıldığı, bu tebligatın adresten taşındığı açıklaması ile bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklının talebi ile borçlunun mernis adresine bu kez tebliğ zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak posta memuru tarafından T.K.`nun 21/2. maddesine göre 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebliği çıkaran merci tarafından bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.`nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği anlaşılmıştır. Sözkonusu tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesi ile Tebligat Yönetmeliği`nin 16/2. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür.

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK`nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun`un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK`nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa`nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu`nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı).

O halde, mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.