ÖZET : Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilamın, yargılama gideri ve tazminata dair bölümleri, davanın kabulü ya da reddine dair bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına dair hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez.
Somut olayda Asliye Hukuk Mahkemesi`nin menfi tesbit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tesbit ilamında borçlu olunmadığına dair kısım, vekalet ücreti ve yargılama giderinin talep edilmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, borçlu vekilinin ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği şikayetinin kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi yerine istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Adem Özdemir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Menfi tespit ilamının İcra ve İflas Kanunu`nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamaz.
Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilamın, yargılama gideri ve tazminata dair bölümleri, davanın kabulü ya da reddine dair bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına dair hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. ( HGK. 5.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 Sayılı kararı )
Somut olayda Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi`nin 2009/37 Esas, 2009/532 Karar sayılı 16.12.2009 tarihli menfi tesbit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tesbit ilamında borçlu olunmadığına dair kısım, vekalet ücreti ve yargılama giderinin talep edilmesi mümkün değildir.
O halde mahkemece, borçlu vekilinin ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği şikayetinin yukarda yapılan açıklamalar doğrultusunda kabulüyle takibin iptaline karar verilmesi yerine istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.`nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat