Loading...
21.07.2022

Sürücü Belgelerinin Trafik Zabıtasınca Geri Alınma Halleri

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 
Esas: 2012 / 17-1086 
Karar: 2013 / 294 
Karar Tarihi: 27.02.2013

ÖZET: Somut olay incelendiğinde, davacı sürücüsü A. K.`nun 1989 yılında E sınıfı ehliyete sahip olmasına rağmen 2005 yılında yapılan göz ameliyatı ile sağ gözünün alındığı ve tek gözünün olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.4.maddesi gereğince gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından taşıtın kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, kasko poliçe teminatı dışında olduğundan mahkemece; davacı sürücüsünün mevcut ehliyeti ve sağlık durumunun Karayolları Trafik Yönetmeliği`nde düzenlenen sürücü belgelerinin trafik zabıtasınca geri alınması halleri kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir. Hal böyle olunca; aynı hususa işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.

(2918 S. K. m. 36, 38, 39, 45) (Karayolları Trafik Yönetmeliği m. 90) 

Dava: Taraflar arasındaki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi`nce davanın kabulüne dair verilen 13.07.2010 gün ve 2009/303 E. - 2010/417 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi`nin 04.10.2011 gün ve 2011/1110 E. - 2011/8715 K. sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, müvekkiline ait çekici ve dorsenin davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, karşı yönden gelen aracın orta refüjü geçerek sigortalı araçlara çarpması nedeniyle ağır hasar meydana geldiğini, davacıya ait araç sürücüsünün tek gözünün protez olması nedeniyle kasko sigortası teminatı kapsamında olmadığı belirtilerek hasar bedelinin ödenmediğini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 55.000 TL tazminatın ihbar tarihinden ticari işlerde uygulanan temerrüt faiz oranı olan %27 üzerinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacıya ait araç sürücüsünün sağ gözünün protez olduğunu, daha önce almış olduğu sürücü belgesinin geçersiz olduğunu, sürücünün sürücü belgesinin bulunmaması nedeniyle hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kazanın dava dışı araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiği, davacıya ait araç sürücüsünün sağlık durumundaki değişiklikleri ilgili yerlere bildirmemesinin sigorta şirketinin sorumluluğunu kaldırmayacağı gerekçesi ile hasarlı çekici ve dorsenin davalı tarafa verilmesi koşulu ile 55.000 TL tazminatın 24.3.2009 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili davacıya ait araç sürücüsünün sürücü belgesinin geçersiz olduğunu savunmuştur. Taraflar arasında geçerli kasko sigortası sözleşmesinin genel şartlarının A.5.5.4.maddesine göre poliçede gösterilen taşıtın, Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre, gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların teminat kapsamında olmadığı düzenlenmiş olduğundan ve sürücünün aracı sürücü belgesiz kullanması yeterlidir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 38. ve 39.maddesinde sürücü belgelerinin sınıfları ve kullanabilecekleri araç türleri düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 45.maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 90.maddesinde ise Sürücünün sağlık durumunda, araç sürmesine engel teşkil edecek bedensel bir değişikliğin görülmesi ve bunun bir tutanakla tespiti halinde sağlık muayenesi isteneceği, sağlık raporu ile sürücülük yapmasında sakınca görülenlerin belgelerinin geri alınacağı ve sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri şartıyla, kaybettikleri sağlık şartlarını yeniden kazananlara sürücü belgelerinin geri verileceği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut delillere göre, davacıya ait araç sürücüsünün 1989 yılında sınıfı sürücüsü belgesi aldığı, 2005 yılında geçirdiği ameliyat sonrası sağ gözünün protez olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigortalıya ait aracın çekici vasfında olduğu ve kaza sırasında römork takılı vaziyette olduğu, sürücünün sınıfı sürücü belgesine sahip olduğu anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 38.maddesinde de çekici türünden motorlu araçları kullanacakların sınıfı sürücü belgesine sahip olmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın 39.maddesinin a-6. bendinde ise sınıfı sürücü belgesi ile B, C ve F sınıfı sürücü belgeleri ile kullanılan araçların da kullanılabileceği, E sınıfı sürücü belgesi sahiplerinin D sınıfı sürücü belgesi ile sürülen araçları kullanabilmeleri için römorklu veya yarı römorklu araçlarla uygulamalı sınava tabi tutulacağı düzenlenmiştir. Bu hale göre mahkemece araç ve römorkun ruhsatları getirilerek niteliklerinin kesin olarak belirlenmesi ve araç türüne göre sınıfı sürücü belgesinin yeterli olup olmadığı ve sağlık durumunun araç sürmesine engel teşkil edip etmediği araştırılarak sonucuna göre kasko sigorta sözleşmesi genel şartlarının A.5.5.4.maddesinin değerlendirilip karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir ...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait çekiciyi ve römorku 16.04.2008 tarihinde davalı şirkete sigortalattığını, 07.01.2009 tarihinde müvekkiline ait tır ve dorsenin, sürücü A. K.`nun sevk ve idaresinde iken karşı istikametten gelen R. Ç.`in sevk ve idaresindeki aracın çok hızlı olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek bölünmüş yolu aşması neticesi müvekkilinin araçlarının bulunduğu şeride geçtiğini ve aracın tırın altına girdiğini, kaza sonucu müvekkiline ait aracın devrildiğini, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, olayda karşı yönden gelen araç sürücüsü R. Ç.`in asli kusurlu olduğunu, tır sürücüsü A. K.`nun ise kusursuz olduğunu, kaza sırasında araç sürücüsü A. K.`nun ehliyetinin bulunduğunu, alkolsüz olduğunu, ancak 1989 yılında E sınıfı ehliyete sahip olmasına rağmen 2005 yılında göz ameliyatı olup sağ gözü alınması nedeniyle tek gözünün olmadığının belirlendiğini, müvekkilinin zararın tazmini için davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak davalı şirketin müvekkilinin sürücüsünün poliçe genel şartları A.5.4.maddesi gereği yetersiz ehliyetle araç kullandığı gerekçesiyle müvekkilinin tazminat talebini reddettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla sigorta tazminatı zarar tutarı olan 55.000 TL kasko sigorta bedelinin ihbar tarihinden itibaren % 27 avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; davacı sürücüsü A. K.`nun 2005 yılında sağ gözünün alınıp yerine protez göz takıldığını, bu sürücünün protez takılmasından sonra trafik müdürlüğüne başvurarak ehliyet durumunu yeniden değerlendirtmesi gerekirken bu işlemi yapmadığını, tek gözlü bir şahsın E sınıfı ehliyet alıp tır ve çekici kullanmasının mümkün olmadığını, 2918 sayılı Kanun`un 45. maddesi ve Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği`nin 90.maddesi hükümleri uygulandığında, sürücünün bu ehliyetinin geçersiz olması gerektiğini, Motorlu Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.4.maddesi gereğince ehliyetsizliğin varlığı halinde hasarın kasko teminatı dışında kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, davacı sürücüsünün tek gözünün olmadığını yetkililere bildirerek tespit ettirmesi gerekliyken yapmamış olmasının davalı şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire`ce yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulması üzerine yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmünü davalı vekili temyize getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nun önüne gelen uyuşmazlık; trafik kazasının gerçekleşmesinde kuşum bulunmayan sigortalı araç sürücüsünün tek gözünün bulunmaması ve sınıfı ehliyet ile tır ve buna bağlı dorseyi kullanması halinde, meydana gelen zararın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmayacağı; burada varılacak sonuca göre yerel mahkemece eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, noktalarında toplanmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu`nun 36. maddesinde sürücü belgesi sahibi olmayan kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.

Karayolları Trafik Yönetmeliği`nin <Sürücü belgelerinin trafik zabıtasınca geri alınması halleri ile şartları> başlıklı 90.maddesinde sürücünün sağlık durumunda, araç sürmesine engel teşkil edecek bedensel bir değişikliğin görülmesi ve bunun bir tutanakla tespiti halinde, sağlık muayenesi isteneceği açıklandıktan sonra sağlık raporu ile sürücülük yapmasında sakınca görülenlerin belgelerinin geri alınacağı belirtilmiştir.

Öte yandan, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.4.maddesinde kenar başlığı altında; poliçede gösterilen taşıtın, Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre, gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu açıklanmıştır.

O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün ehliyetsiz olması yeterlidir.

Somut olay incelendiğinde, davacı sürücüsü A. K.`nun 1989 yılında E sınıfı ehliyete sahip olmasına rağmen 2005 yılında yapılan göz ameliyatı ile sağ gözünün alındığı ve tek gözünün olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.4.maddesi gereğince gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından taşıtın kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, kasko poliçe teminatı dışında olduğundan mahkemece; davacı sürücüsünün mevcut ehliyeti ve sağlık durumunun Karayolları Trafik Yönetmeliği`nin 90. maddesinde düzenlenen sürücü belgelerinin trafik zabıtasınca geri alınması halleri kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.

Hal böyle olunca; aynı hususa işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozma ilamında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, aynı Kanun`un 440.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.