Loading...
10.06.2022

Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibinde Tebligat

T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
E. 2011/21272
K. 2012/5333
T. 28.2.2012

ÖZET : Alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçlunun takip dayanağı kredi sözleşmesindeki adresine tebliğe çıkarıldığı, borçlunun belirtilen adresten taşınmış olması sebebi iade edildiği, alacaklının talebi ile üzerine borçlunun UYAP sisteminden tespit edilen adresine çıkarılan tebligatın da adreste tanınmaması sebebi ile iade edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanununun 10/2.maddesi uyarınca borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek bu adrese tebligat yapılmasının koşulları oluşmuştur. Alacaklının, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine, Tebligat Kanunu`nun 10/2 ve 21/2. maddeleri gereğince tebligat yapılması yönündeki talebinin, borçlunun UYAP sisteminde yeri alan tüm adreslerine tebligat çıkarılması gerektiği nedeni ile reddedilmesi yasaya aykırı olduğundan, şikayetin reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde, tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 7201 sayılı Tebligat Kanununun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1.fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılan 6099 sayılı yasanın 3.maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlatılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.

Yine 7201 saydı Tebligat Kanununun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21.maddesine 6099 sayılı yasanın 5. maddesi ile eklenen 2.Fıkrasında; "... Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten; sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıtta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır..." hükmü yer almaktadır.

Somut olayda alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçlunun takip dayanağı kredi sözleşmesindeki adresine tebliğe çıkarıldığı, borçlunun belirtilen adresten taşınmış olması sebebi iade edildiği, alacaklının talebi ile üzerine borçlunun UYAP sisteminden tespit edilen adresine çıkarılan tebligatın da adreste tanınmaması sebebi ile iade edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda icra takip dosyasında bilinen adresin tebligata elverişli olmadığı ve tebligat yapılamadığı görülmektedir. Bilinen en son adresini tebliğ işleminin yapılacağı icra takip dosyası kapsamına göre belirlenmesi gerekip; İcra Müdürlüğünce UYAP vs. gibi adres, araştırması yapılarak belirlenecek adreslerin bilinen en son adres olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle artık 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2.maddesi uyarınca borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek bu adrese tebligat, yapılmasının koşulları oluşmuştur.

O halde icra müdürlüğünce, alacaklının, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu`nun 10/2 ve 21/2. maddeleri gereğince tebligat yapılması yönündeki talebinin, borçlunun UYAP sisteminde yeri alan tüm adreslerine tebligat çıkarılması gerektiği nedeni ile reddedilmesi yasaya aykırı olduğundan, mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.