DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nedide ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı tarafından üç adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, borçlu; icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borcunun bulunmadığını, alacaklı ile aralarında hiçbir hukuki bağ olmadığını, takip dayanağı senetlerin kambiyo vasfında olmadıklarını ve ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini ve alacaklı aleyhine tazminata hükmolunmasını istediği, mahkemece; davanın yasal beş günlük süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davacının şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu`nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde “Kendisine tebliğ yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda, ödeme emrinin 27.11.2015 tarihinde “Tebliğ evrak adreste evrak almaya yetkili, ehliyetli ve reşit olduğunu beyan eden oğlu ... imzasına tebliğ edilmiştir” açıklaması ile yapılmış olup yukarda anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükmü uyarınca, tebligat anında muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta oturan oğluna yapılan tebligat usulsüzdür.
O halde mahkemece, usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde olduğu gözetilerek borca itirazın esası incelenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Baytok Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat